11. Ceza Dairesi Esas No: 2012/25874 Karar No: 2014/9573 Karar Tarihi: 15.05.2014
Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2012/25874 Esas 2014/9573 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir karar incelenmiş. Sanık, resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından mahkum edilmiş. Ancak, belgede sahtecilik suçunun gerçek ve tüzel kişileri mağdur edebileceği ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanabileceği belirtilmiştir. Bu nedenle, sanığın suçun vasfı yanlış değerlendirilmiş, hüküm bozulmuş ve sanık hakkında kazanılmış haklar saklı tutulmuştur. Kanunlarda belgede sahtecilik suçuna ilişkin düzenlemeler Kamu Güvenine Karşı Suçlar bölümünde yer almaktadır. (TCK 204-212)
11. Ceza Dairesi 2012/25874 E. , 2014/9573 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 11 - 2010/93427 MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi TARİHİ : 25/02/2010 NUMARASI : 2008/776 (E) ve 2010/231 (K) SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık
1- Sanığın "resmi belgede sahtecilik" suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak; Belgede sahtecilik suçlarında suçun konusu belge olup korunan hukuki yarar kamu güvenidir ve suçun geniş anlamda mağduru toplumu oluşturan bireylerdir. Nitekim belgede sahtecilik suçlarına ilişkin TCK"nun 204-212 maddeleri Kanunun Kamu Güvenine Karşı Suçlar bölümünde yer almaktadır. Bununla birlikte belgede sahtecilik suçunun işlenmesiyle haksızlığa uğrayan gerçek ve tüzel kişilerin suçtan zarar görmeleri mümkündür. Belgede sahtecilik suçunun işlenmesi nedeniyle farklı kişilerin çıkarlarının zedelenmiş olması suçun bu öncelikli niteliğini değiştirmeyeceği gibi zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasına da engel değildir. Bu açıklamalara göre somut olayda; sanığın daha önceden katılandan aldığı borcuna karşılık sonradan borçluları kayınpederi Ş. A.ve babası H. A. olan 25.02.2007 ve 13.03.2007 tanzim tarihli iki adet sahte senet düzenleyip vermekten ibaret eyleminde; suça konu senetlerde Türk Ticaret Kanununun 688 vd. maddelerine göre bulunması zorunlu unsurlardan tanzim yerlerinin, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde anlaşılabilir il, ilçe, bucak, köy gibi bir idari birim adını içermemesi nedeniyle senetlerin özel belge niteliğinde olduğu ve TCK"nun 43/1. maddesinde değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda zincirleme suçun oluşacağı cihetle; sanığın suça konu belgeleri aynı veya farklı tarihlerde verip vermediği katılandan sorulup sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla suç vasfında yanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması, 2- Sanığın "dolandırıcılık" suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Sanığın suça konu sahte bonoları önceden doğmuş borç nedeni ile katılana verdiğinin iddia ve kabul edildiği olayda, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.03.1998 gün ve 6/8-69 sayılı kararında da açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı cihetle; sanığın, unsurları oluşmayan atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık yönünden ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 15.05.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.