11. Hukuk Dairesi 2015/9402 E. , 2016/4290 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ..ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2015
NUMARASI : 2014/563-2015/278
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/03/2015 tarih ve 2014/563-2015/278 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin tanınmış, markalı ürünler ile bebe tekstili, anne ve bebe aksesuarları, bebek araç ve gereçleri, oyuncak, temizlik malzemeleri gibi her türlü bebek ürününün imalatını, satış ve pazarlamasını yapmakta olduğunu, davalı şirketin ise bebe ürünler ithal ederek bu ürünlerin satış ve pazarlamasını yapan bir şirket olduğunu, davalı şirketin müvekkili şirketin 2007-2008-2009-2010 ve 2011 yıllarında kataloglarında yer alan ... Mama Sandalyesi ürün grubuna ait olan çeşitli model mama sandalyelerinin ayırt edilmeyecek şekilde birebir benzerlerini Çin"den ithal ederek ... Mama Sandalyesi adı altında ülkemizde satarak haksız rekabete yol açtığını belirterek, müvekkili şirket ile davalı şirketin ürünlerinin karşılıklık iltibas yaratacak derecede benzer olduklarının ve ürünlerinin adedinin tespit edilmesi ile haksız rekabetin tespiti ve men"ine, müvekkili şirkette meydana gelen maddi zararın tespitine ve yoksun kalınan kazancın hesaplanmasına ve 1.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi zararın davalıdan tahsilini ve kamuya yayın yoluyla duyurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin ... markasıyla marka tescili olduğunu, markalarının ayrı olduğunu, dava konusu ürünleri davacı şirketin ithal ettiği gibi müvekkili şirket firmasının da ithal ettiği, ürünlerin kalitesini, parasal değerini ayırt etmeye yarayan şeyin görüntüsünün ve ebadının değil, markası olduğunu, davacının ürünleri ile müvekkili şirketin ürünlerinin aynı kalitede olmadığını ve ürünler arasında değer farkı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, dava dışı ...Cumhuriyeti şirketince 10.10.1995 tarihinde TPE"ne tescili yapılan "..." marka bebek mama sandalyelerinin davacı firma tarafından ithalatının yapılarak satışa sunulduğu, davalı firma tarafından ise Çin Halk Cumhuriyeti"nden "..." marka bebek mama sandalyelerinin ithal edilerek satışa sunulduğu, davacı firma tarafından satışa sunulan ürünlerin marka tescilinin daha eski olduğu, her iki firma tarafından satışa sunulan bebek mama sandaliyelerinin genel görünümü ve desenleri itibarıyla biri birinden ayırt edilmesinin zor olduğu, bilinçli olmayan müşterilerin ürünleri ayırt etmesinin mümkün olmadığı, ürünlerin fiyatlarının farklı olması nedeniyle müşterileri davalının ürünlerine yönelteceği, tüketici nezdinde karışıklık ve iltibasa yol açacağı dolayısıyla haksız rekabet oluşturacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile haksız rekabetin tespiti ve men"ine, davacı tarafından maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulmuş ise
.../...
de, davacı ithalatında azalma olmadığı gibi yıllar itibarıyla artış gösterdiği, yine davacı müşterilerinin davalı ürünlerine yöneldiği veya davalı ürünlerinden dolayı davacının ürünlerini düşük fiyattan sattığı hususunda delil sunulmadığı, yine davalı satışlarından dolayı davacının ne oranda zarara uğradığının ispatlanamadığı gibi davalının tüm satışlarının davacı zararı olarak kabul edilmesinin de mümkün olmadığı, dolayısıyla davacının maddi zararının bulunmadığı, yine davalının benzer ürün satışı haksız rekabet oluşturmakla birlikte, davalı markasının da tescilli olması, her iki firmanın üretici olmayıp ithalatçı firma olmaları ile bu haksız rekabet nedeniyle davacının piyasada itibarının zedelendiği veya küçük düşürüldüğü hususunun da ispatlanamamış olması karşısında manevi tazminat talebi unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, masrafı davalı taraftan alınmak kaydıyla hüküm özetinin TTK 59. maddesi uyarınca ilanına karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava, haksız rekabetten kaynaklı maddi, manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Davacı, dava dışı ...tarafından üretilen ""..."" markalı ürünlerin Türkiye"deki tek satıcısı olduğunu, davalının bu markayı taşıyan mama sandalyesi emtiasının birebir taklidi suretiyle aynısını ""..."" markasıyla piyasaya sunmasının haksız rekabet olduğunu ileri sürerek işbu davayı açmıştır. Dairemizin, 12.03.1999 tarih 7997/2098 ve 02.05.2013 tarih 8292/8910 sayılı ilamlarında açıklandığı üzere, tek satıcılık sözleşmesi, sağlayıcı ile tek satıcı arasındaki hukuki ilişkileri düzenleyen çerçeve niteliğinde ve sürekli bir sözleşmedir. Bu sözleşmeyle yapımcı ürünlerinin tamamını veya bir kısmını belirli bir bölgede tekele sahip olarak satmak üzere tek satıcıya bedeli karşılığında göndermeyi buna karşılık tek satıcı da sözleşme konusu malları kendi adına ve hesabına satarak malların sürümünü arttırmak için faaliyette bulunmayı yüklenir (Bkz. Prof. dr. Haluk Tandoğan Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri C. I Ankara 1985 sayfa 27 vd). Tek satıcılık sözleşmesinde, sözleşmelerin nisbiliği ilkesi uyarınca kural olarak edimler ve yükümlülükler bu sözleşmenin taraflar arasında yani yapımcı ile tek satıcı arasında karşılıklı olup, üçüncü kişilere herhangi bir yükümlülük getirmez, zira tek satıcıya bu bölgedeki tekel hakkını tanımak ve bu olanağı sağlamak yapımcıya düşen akdi bir edim olmaktadır. O halde tek satıcının bu hakkını üçüncü kişilere karşı haksız rekabet yolu ile koruması ilke olarak mümkün değildir. Somut uyuşmazlıkta, davalı tarafça davacının ithal ettiği ürünlerin aynısının ""....” markası ile piyasaya sürüldüğü anlaşıldığına ve davacının orijinal ""..."" markalı ürünlerin Türkiye temsilcisi olduğu yolunda herhangi bir duyuru veya faaliyeti bulunduğu da ileri sürülmediğine göre, davalı eyleminin 6762 sayılı TTK m. 57/3 kapsamında haksız rekabet olarak kabulü mümkün bulunmadığı halde, mahkemece yazılı olduğu şekilde davanın kısmen kabulü doğru görülmemiş kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 18/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.