23. Hukuk Dairesi 2013/1096 E. , 2013/1985 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki birleştirilen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif üyesi iken, ....06.2009 tarihinde noter aracılığıyla gönderdiği ihtarname ile kooperatiften istifa ettiğini bildirdiği halde kooperatif üyelik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ....000,00 TL"nin ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini 40.525,80.TL olarak arttırmıştır.
Asıl davada davalı vekili, kooperatif inşaatlarının bitme aşamasına geldiğini, müvekkil kooperatifin ödeme güçlüğü içinde bulunduğunu, bu nedenle bilançolarda ödemelerin hesaplanmadığını savunarak,asıl davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, kooperatif konutlarının yapıldığı arsanın, kooperatif ortaklarına ait olduğunu, davalının ortaklıktan ayrılmasının taşınmazda malik olması nedeniyle yapılan ev inşaatı ile ilgisini bitirmediğini, blok halinde inşaat yapıldığından, davalıya ait evde üyelikten ayrıldıktan sonra inşaatının tamamlanmadan bırakılmasının mümkün olmadığını, davalıya ait taşınmaz üzerindeki ev için, müvekkil kooperatifçe harcanan ve harcanacak miktarın davacı için sebepsiz zenginleşme teşkil edeceğini, ayrıca davalının üyelikten ayrıldığı tarihe kadar olan aidat ödemelerini belirlenen tarihlerden sonra yatırdığını, bu nedenle davacının gecikme faizi borcu bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ....000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davada davacının tek taraflı düzenlediği istifa beyanı ile ortaklık payı dahil ortaklıktan kaynaklanan tüm haklarını, davalı kooperatife iade etmediği, esasında kooperatifçe yapılan imalatların arsanın mütemmim cüz"ü olduğundan iade etmesinin olanaklı da bulunmadığı,bu nedenle istifa beyanının ortaklıktan çıkma anlamında hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle, asıl davanın reddine; birleşen davada ise, davalı ..."in halen, kooperatif ortağı olması nedeniyle, davacı kooperatifçe yapılan masrafların sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekilleri temyiz etmiştir.
...-Asıl dava, çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun .... maddesinde ortağın anasözleşmeye uygun olarak yapacağı isteğe rağmen
kooperatifin istifayı kabulden kaçınması halinde ortağın çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirmesi halinde çıkmanın gerçekleşeceği düzenlenmiş olup, davalı kooperatif anasözleşmesinin .... maddesinde de bu hükme paralel bir düzenleme yer almıştır.
Ortağın istifa bildirimi yenilik doğurucu nitelikte olup, kooperatife ulaştığı anda sonuç doğurur. Yukarıda anılan .... maddenin yazılış biçimi ortağın istifasının kooperatifçe kabulünü gerekli kıldığı izlenimi yaratmakla beraber noter aracılığı ile yapılan bildirime özel önem verilmek suretiyle, noter aracılığı ile yapılan bildirimin kabulünün gerekli bulunmadığı vurgulanmıştır. Bu durumda ortağın yenilik doğurucu nitelikteki istifa iradesini ilk olarak noter vasıtasıyla kooperatife duyurması ortaklıktan çıkmanın gerçekleşmesi için yeterlidir. Kaldı ki birleşen davada, dava dilekçesi kapsamından davacı kooperatifin istifayı kabul etmediğine yönelik bir beyanı olmadığı gibi, birleşen davada istifaya bağlı taleplerde bulunduğu anlaşıldığına göre, mahkemenin istifanın mümkün olmadığına yönelik gerekçesi yerinde olmamıştır. Ortaklıktan çıkma iradesi ile birlikte ortaklık payı dahil, ortaklıktan kaynaklanan tüm hakların kooperatife iadesi halinde istifanın hüküm ifade edeceğinin, ortağın istifasına rağmen ortaklıktan kaynaklanan tüm hak ve yükümlülüklerinin devam edeceğinin, istifanın akçalı yükümlülüklerinden kaçınma amacına yönelik ve bu nedenle de geçersiz olduğunun kabulü, istifanın hukuki niteliği ve sonuçları ile bağdaşmaz. Ortak, istifa tarihinden sonra doğan inşaat finansmanına ilişkin aidat borçlarından sorumlu değil ise de istifadan sonra daireyi kooperatife geri vermeyip, kullanmaya devam etmiş ve genel hizmetlerden yararlanmakta ise, kooperatifin bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlerden yasal oranda temerrüt faiziyle birlikte olmak üzere BK"nın vekaletsiz işgörme hükümlerine göre talepte bulunulabileceği ilke olarak kabul edilmelidir. Bu nedenlerle, mahkemece davacının çıkma payı alacağına ilişkin davasının aşağıdaki ilkeler çerçevesinde ele alınması gerekmektedir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun .../.... ve anasözleşmenin .../.... madde hükümlerine göre devir dışında bir nedenle ortaklığı sona erenlerin sermaye ve diğer alacakları, ayrıldığı yılın bilançosunun ertesi yıl genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay sonra muaccel olur. Davacıya iade edilmesi gereken meblağ ödediği aidatların toplamı kadar olmayıp, yapılan toplam ödemeden ayrıldığı yıl sonu bilançosunda yer alan genel giderlerden davacıya isabet eden kısımların düşülmesinden sonra bakiyesine hükmedilmesi gerekir. Bu yasal düzenlemeye uyulmaması diğer ortaklar aleyhine sonuç doğurduğu gibi, çıkma payı hesaplamasında genel giderlerin dikkate alınmaması davacı açısından nedensiz zenginleşmeye yol açacağı kuşkusuzdur. Kooperatif, bilançonun genel kurulca kabulünden itibaren bir ay içinde ödeme yapmadığı takdirde sürenin sonunda kendiliğinden temerrüde düşer. Aynı Kanun"un .../.... maddesi uyarınca kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceği gerekçesiyle ödemelerin ... yılı aşmamak üzere geciktirilmesine ilişkin anılan aynı genel kurulda karar alınması ve mahkemece, ödemenin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikte olduğunun bilirkişi raporu ile yargılama sırasında saptanması halinde, erteleme kararındaki süre geçmeden önce açılan dava, alacağın muaccel olmasından önce (erken) açıldığı gerekçesiyle reddedilmelidir.
Öte yandan, davalı kooperatif anasözleşmesinin .../.... maddesinde "Ortaklığı sona erenlerin yerine ortak alınması halinde eski ortağın .... madde uyarınca ödediği gider taksitleri derhal ödenir." hükmü yer almaktadır. Ayrılan ortağın doğrudan üyelik payı yerine yeni ortak alınması halinde eski ortağın yapmış olduğu ödemelerin derhal kendisine iade edilmesi gerekmektedir. Bu durumda, anılan gerekçe ile erteleme kararı alınmış olsa bile davalı bu karardan yararlanamayacaktır. Gerek davacı yerine üye alınması gerekse alınmaması halinde iade edilecek aidatlar bakımından ifa günü belli olup, kooperatifin temerrüde düşürülmesi için ayrıca ihtar gönderilmesine gerek bulunmamaktadır. Diğer yandan, ihraç edilen ortağa kooperatif tarafından muacceliyet öncesi bir ödeme yapılması durumunda artık davacı alacağının muacceliyet tarihinin tespiti için 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun .../.... ve anasözleşmenin .... maddesi hükümlerindeki koşulların ve sürelerin aranmasına gerek bulunmamaktadır. Genel kurul tarafından üyeliği sona erenlere yapılacak ödemelerin ertelenmesi yönünde alınmış bir kararın varlığı halinde dahi bu karar sadece ödemenin yapılacağı tarihi geciktirici etkiye sahip olup, erteleme süresi içinde faiz işlemesini engellemez. Bu durumda, erteleme süresi dolduktan sonra davalı kooperatif işlemiş faiziyle birlikte ayrılan üyeye ödeme yapmakla sorumludur.
Bu durumda mahkemece, asıl davada, yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca davacının çıkma payı alacağının muaccel olup olmadığı, erteleme kararı alınıp alınmadığı, varsa alacağın miktarı konusunda
kooperatifler konusunda uzman bilirkişiden rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
...-Birleşen davada davacı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Birleşen dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminatın ve davalının temerrüt faizi borcunun tahsili istemlerine ilişkindir. İstifa gerçekleşmiş ise davacı kooperatifin istifa eden ortaktan istifadan sonra doğan inşaat finansman gideri kapsamında aidat isteyemeyeceği; ancak ortağa tahsis edilen konutun tapu iptalini isteme hakkının doğduğu; taşınmazı ortak geri teslim etmemiş ise ortağın müdahalesinin men"ini ve istifaya rağmen taşınmazdan yararlanmaya devam ediyorsa genel giderleri vekaletsiz işgörme hükümlerine göre isteyebileceği, inşaat yapım giderlerini isteyemeyeceği; istifa gerçekleşmemiş ise, inşaat finansmanına ve genel giderlere ilişkin üyelik aidatlarını talep edebileceği gözetilmelidir.
Yukarıda özetlendiği şekilde, birleşen davada davacının istifa ile ilgili bir itirazı olmadığına ve istifasının geçerli sonuç doğurduğunun kabulü gerektiğine göre, mahkemece, taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, üyeliğin devam ettiği gerekçesiyle birleşen davanın da reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ :Yukarıda (...) numarılı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün asıl dava yönünden davacı yararına, (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen davada davacı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birleşen dava yönünden davacı kooperatif yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere ....03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.