1. Hukuk Dairesi 2017/3775 E. , 2017/6205 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 07.11.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ..., davalı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davalı ... San. Tic. A.Ş. vekili Avukat, temyiz edilen diğer davalı asiller gelmediler yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, maliki oldukları 72, 99 ve 102 parsel sayılı taşınmazların davalı ... isimli şirkete satışı konusunda 13/07/2015 tarihli sözleşmeyi davalılar ... ve ... ile birlikte imzaladıklarını, satış bedelinin bir kısmının ödenmesine karşın 9.000.000,00 TL’lik kısmının ödenmediğini, davalı ...’ın çekişmeli taşınmazların anlaşmaya uygun devri için verilen vekaleti kötüye kullanarak taşınmazları diğer davalı ...’e devrettiğini, davalıların hileli hareketler ile taşınmazları edindiğini, el ve iş birliği içerisinde hareket ettiklerini ileri sürerek, dava konusu 72, 99 ve 102 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tescilini, olmadığı takdirde bakiye satış bedelinin davalılardan tahsilini istemişlerdir.
Davalı Eröz isimli şirket vekili, iddiaların yersiz olduğunu, davacıların satış bedelini talep edebilmesi için öncelikle kendilerine düşen edimi ifa etmeleri gerektiğini bildirip davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davacıların tapu iptal ve tescil isteklerinin reddine, alacak taleplerinin ise kısmen kabulü ile 4.250.000,00 TL’nin davalılar ... Tic A.Ş ve ...’den tahsiline, davalılar ... ve ... yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, yetkili makamlar tarafından bir takım hukukî işlemlerin, bunların hukukî sonuçlarından etkilenmeleri amaçlanan kimselere kanuna uygun şekilde bildirimi ve bu bildirimin de usulünce yapıldığının belgelenmesi olarak tanımlanan tebligat, Anayasa ile güvence altına alınan iddia ve savunma hakkının, daha da özelde hukukî dinlenilme hakkının tam olarak kullanılması ve bu suretle adil bir yargılamanın yapılmasını sağlayan çok önemli bir araçtır.
Mahkeme iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Taraflara hukukî dinlenilme hakkı verilmesi anayasal bir haktır. 1982 Anayasası"nın 36. maddesine göre teminat altına alınan iddia ve savunma hakkı ile adil yargılanma hakkı, hukukî dinlenilme hakkını da içermektedir. Yine İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi"nde de hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesinde: "(I) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir". hükmü düzenlenmiştir.
Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Zira, insan onurunun yargılamadaki zorunlu bir sonucu olarak, yargılama süjelerinin, yargılamada şeklen yer almaları dışında, tam olarak bilgi sahibi olmaları, kendilerini ilgilendiren yargılama konusunda açıklama ve ispat haklarını tam ve eşit olarak kullanmaları ve yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermesi gerekir.
Somut olayda, dava dilekçesi, tensip zaptı, duruşma günleri ve gerekçeli kararın davalı ...’ün yurt içi iş yeri adresi olan ‘’ ... Mah. ... Cad. No: 336/A .../... ‘’ adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligatların ‘’ Muhatap tevziat saatlerinde …. olması sebebiyle aynı adreste mukim, ehil işçisi ... - ve diğerleri ... – imzasına tebliğ edilmiştir ‘’ şerhi ile tebliğ edildiği, anılan adresin davalı ...’ün adres kayıt sistemindeki adresi olmadığı, öte yandan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 20. maddesinde yer alan ‘’ 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. ‘’ düzenlemesi karşısında, yapılan tebligatlarda muhatabın daimi ya da geçici olarak bulunmama keyfiyetinin mazbata üzerine yazılmadığı, yargılama sırasında davalı ...’e yapılan tebligatların usulsüz olduğu, böylece davalı ...’in iddialar hakkında savunma hakkını kullanması olanağı sağlanmadan sonuca gidildiği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan ilke ve gerekçeler doğrultusunda, dava dilekçesi ve tensip zaptının davalı ...’e usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi, davalıya cevaplarını ve delillerini sunabilmesi için imkan tanınması, daha sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının tüm, davalı ..."in diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan davalı ... vekili için 1.480.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin diğer temyiz eden davacılardan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.