19. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/1851 Karar No: 2019/4738 Karar Tarihi: 14.10.2019
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2019/1851 Esas 2019/4738 Karar Sayılı İlamı
19. Hukuk Dairesi 2019/1851 E. , 2019/4738 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. - KARAR - Davacı vekili, davalı tarafından davacı aleyhine ... 30. İcra Müdürlüğü’nün 2010/12627 dosyasında başlatılan icra takibinden dolayı haciz baskısı altında toplam 17.000 TL’nin davacıdan tahsil edildiğini ve davacının ibra edildiğini, davacı aleyhine başlatılan icra takibinin ... 16. İcra Hukuk Mahkemesince iptaline karar verildiğini ve kararın kesinleşmesini müteakip geri ödeme için icra müdürlüğüne başvurulduğunu ancak davacıdan tahsil edilen meblağın icra müdürlüğüne bildirilmemiş olması nedeniyle davacının ... 37. İcra Müdürlüğü’nün 2014/3871 sayılı dosyasında 17.000 TL’nin geri ödenmesi için takip başlatmak zorunda kaldığını, takibe davalının itiraz ettiğini, itirazın kaldırılması için ... 24. İcra Hukuk Mahkemesinde açılan davanın reddine karar verildiğini, davacının haciz baskısı altında ödediği paranın kesinleşen dava ile ortaya konulduğunu belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının borçlusu olduğu icra dosyasına ödediği paranın iadesi talebinin niteliği itibarı ile istirdat davası olduğunu, icra takibine konu ödemelerin geri istenebilmesi için açılacak istirdat/alacak davasındaki talep hakkının bir yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu, hak düşürücü süre geçtiğinden davacının ödediği bedelleri iade talep hakkının olmadığını, bedellerin ihtirazı kayıt olmadan ödendiğini, davacının hiçbir zaman borcunun olmadığı yönünde itirazda bulunmadığını, takibin iptaline dair verilen kararın esasa değil usule ilişkin olduğunu ve davacının borçlu sıfatının devam ettiğini belirterek davanın reddi ile davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve dosya kapsamına göre, İİK’nın 72/7 maddesindeki düzenlemenin genel mahkemelerde açılacak "istirdat davası" için olduğu, bu maddedeki 1 yıllık hak düşürücü sürenin borçlu hakkında yapılacak icra takibi için uygulanmasına olanak olmadığı, davacının icra dosyasına yaptığı ödemelerin miktarı hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, bu hususta davalı vekilince 07.09.2011 tarihinde düzenlenmiş olan ibra belgesinin mevcut olduğu, davacı tarafından takip sırasında ödenen, ancak takibin iptali nedeniyle dayanaksız kalan 17.000 TL tutarındaki bedelin ibranameye ve ... 16. İcra Hukuk Mahkemesi’nin kararına dayanılarak davalıdan tahsili talebinin yerinde görüldüğü gerekçesiyle itirazının iptaline, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davalı tarafından davacı aleyhine kambiyo senedine dayalı olarak yapılan takibin icra mahkemesince iptal edilmesi nedeniyle davacının davalıya banka aracılığıyla yaptığı bono bedelinin istirdatı davasıdır. Bu dava bono bedelinin istirdatı davası olup asliye ticaret mahkemesi görevlidir. Dava tarihinde asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olduğundan mahkemece öncelikle görev hususu üzerinde durulup dosyanın asliye ticaret mahkemesine gönderilmesi gerekirken işin esasına girilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 14/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.