11. Hukuk Dairesi 2015/9344 E. , 2016/4274 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07.05.2015 tarih ve 2014/307-2015/295 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin yetkilisi olan ..."nın fidye amaçlı kaçırıldığını, bu esnada çantasında bulunan 20 adet boş çek koçanının da kaçıranların elinde zayi olduğunu, durumun bankaya bildirildiğini, bu koçanların boş olması nedeniyle çek vasfı yoksa da değerli kağıt sayıldığını, doldurulmakla da şeklen çek haline geleceğini, çek koçanlarını elinde bulunduranlarca doldurularak tedavüle koyulma riskinin bulunduğunu ileri sürerek anılan çekler için tedbiren ödeme yasağı konulmasını, borçlu olunmadığının tespitini ve çek karnesinin iptalini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, duruşmadaki beyanında davanın boş çekler için çekin keşidecisi sıfatıyla banka tarafından garanti edilen çek tazmin bedeli sebebiyle bankaya borçlu olmadığından dolayı menfi tespit istemine ilişkin olduğunu ifade etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin pasif husumetinin bulunmadığını, konu ile ilgili olarak sisteme uyarı notunun girildiğini, bu aşamada müvekkilinin yapabileceği başka bir şeyin olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, bankanın 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren Çek Kanunu"ndan kaynaklanan sorumluluğu sebebi ile karşılıksız bulunduğu tespit edildiğinde çekler ile ilgili çek tazmin bedelinin keşidecinin imza kontrolünü yaparak ödemesinin zorunlu olduğu, hesap sahibi olarak davacının bu çek yaprakları ile ilgili farklı hukuki önlemler alabileceği, davacının keşideci sıfatını taşıması sebebi ile hasımsız çek iptali davası açması olanağı yok ise de, bu çekler ile ilgili çalınma olgusunun sunulan soruşturma evrakı kapsamındaki hadise ile direkt illiyetinin de tespit edilemediği, soruşturmada müştekinin kaçırılması ile ilgili olguya dayalı soruşturma devam etmekte ise de, önceki TTK"nın 711. maddesinde düzenlenen hükmün yasadan çıkartılması ve mevzuatta bunun karşılayan bir hüküm bulunmaması da gözetilerek, bu davanın tarafının yasal çek tazmin sorumluluğu olan banka olduğu, çeklerin veriliş ve zayi tarihinin tazmin yükümlülüğünü düzenleyen Çek Kanunu değişikliğinden sonraya ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 18.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.