10. Hukuk Dairesi 2017/809 E. , 2017/5254 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Asıl dava, fiili birlikteliğe dayalı ölüm aylıklarının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ve kesilen aylıkların iadesi, birleşen dava, yersiz ödenen aylıkların tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulune, icra inkar tazminatı yönünden talebin reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davalı/birleşen dosya davacısı Kurum vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalıya yersiz ödendiği ileri sürülen ölüm aylıklarının yasal faiziyle birlikte kendisinden geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan ve yargılama aşamasında takip konusu borç ödenmekle konusuz kalan davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun icra takip tarihinde yürürlükte olan 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, asıl alacak niteliğindeki yersiz ödenen ve icra takibine konu yapılan aylığın, takip ve dava tarihi itibarıyla varlığı ve tutarının belli ve sabit dolayısıyla, likit nitelikte olduğu belirgin bulunduğundan, davacı alacaklı Kurum yararına icra inkar tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu talebin reddedilmesi usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297’nci maddesinde; “...taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne yer verilmiştir. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, hüküm kısmında alacak ve faiz miktarları da gösterilerek infazında tereddüt oluşturmayacak şekilde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Birleşen 2013/591 Esas, 2014/39 Karar sayılı dosya ile ilgili olan; Hüküm kısmında yer alan “Davanın KISMEN KABUL ve KISMEN REDDİ ile” sözcüklerinin silinerek yerine “Davanın Kabulüne” sözcüklerinin yazılmasına, hükmün 1.fıkrasının a) bendinin silinerek yerine “ Davalıların murisinin Malatya 2. İcra Müdürlüğünün 2010/6353 esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile 2.013,84TL asıl alacak ve 247,86TL işlemiş faiz ve 15,00TL tebligat gideri olmak üzere toplam 2.276,70TL alacak yönünden takibin devamına,” sözcük ve rakamlarının yazılmasına, hükmün 1. fıkrasının b) bendinin silinerek yerine “Asıl alacağın % 40’ı oranında icra inkâr tazminatının davalılardan alınarak davacı Kuruma verilmesine” sözcüklerinin yazılmasına, hükmün yargılama giderine ilişkin 3. fıkrasının a) bendinin silinerek yerine “ Davacı tarafından yapılan toplam 32,50TL yargılama giderinin dahili davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,” sözcük ve rakamlarının yazılarak ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.6.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.