14. Hukuk Dairesi 2015/2251 E. , 2015/3564 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, 01.04.2013 gününde verilen dilekçe ile veraset belgesi verilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı hasımsız olarak açtığı davada; 26.08.2003 tarihinde vefat eden eşi ..."nın vasiyetname yoluyla terekesinin tamamı için kendisini mirasçı atadığını, vasiyetnamenin ilgili mahkemede usulünce açılıp okunduğunu, eşine ana ve babasından kalan mallar olduğunu belirterek eşinin tek mirasçısı olduğunu gösterir şekilde kayınpederi ..., kayınvalidesi ... ve eşi ..."ya ait mirasçılık belgesi verilmesini istemiştir.
Mahkemece, murislerin yasal mirasçılarını gösterir mirasçılık belgesi verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Mirasçılık kanundan doğuyorsa bu "yasal mirasçılık"tır (TMK m. 495-501). Mirasçılık murisin iradesine dayalı olarak da doğabilir. Muris ölüme bağlı tasarruf şekillerinden birine (vasiyetname ya da miras sözleşmesi) uyarak, kendi iradesiyle tasarruf özgürlüğü içerisinde, terekesinin tamamı veya belli (kesirli) bir oranı için bir ya da birden fazla kişiyi mirasçısı olarak belirlemek hakkına sahiptir. Bu hukuki işleme "mirasçı atama (nasbı)"; böyle bir işlemle mirasçılık sıfatını kazanan kişiye de "atanmış (mansup) mirasçı" denir. Buna karşılık, belirli (muayyen) mal bırakma, ölüme bağlı bir tasarrufla, murisin, bir kişiyi, onu mirasçı olarak atamaksızın belirli bir mal bırakma yoluyla kazandırmada bulunmasıdır. Kendisine bu şekilde menfaat sağlanan (kazandırmada bulunulan) kişiye "belirli mal bırakma vasiyeti alacaklısı" ya da kısaca "vasiyet alacaklısı eski deyimle (musaleh)" denilmektedir.
Bir ölüme bağlı tasarrufun mirasçı atanması mı yoksa belirli bir mal bırakma vasiyetini mi içerdiğinin belirlenmesinde murisin gerçek iradesi esas alınmalıdır. Bu belirleme için, ölüme bağlı tasarrufta işlemin mirasçı atanması veya belirli mal bırakma olduğunu belirten açık ve belli kelime ve deyimlerin kullanılması şart değildir. Terekenin tamamı veya belli (kesirli) bir oranının hak ve borçlarıyla birlikte kişi veya kişilere intikalini anlatan murisin her sözcüğü, her deyimi, o kişinin mirasçı atandığına karine kabul edilir.
Diğer yandan, TMK"nın 598. maddesinin birinci fıkrası yasal mirasçılara verilecek mirasçılık belgesini açıklarken; ikinci fıkrası da lehine ölüme bağlı tasarrufla mirasçı atanması veya belirli mal bırakma vasiyeti yapılan kişi ya da kişilere de talepleri halinde sulh mahkemesince atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı olduğunu gösteren bir belge verileceğini hükme bağlamış ve verilme koşulu olarak da "mirasçı atamaya veya vasiyete ilişkin ölüme bağlı tasarrufa mirasçılar veya başka vasiyet alacaklıları tarafından kendilerine bildirilmesinden başlayacak bir ay içinde itiraz edilmemiş olmasını göstermiştir.
TMK"nın 598. maddesindeki yasal mirasçılara verilecek mirasçılık belgesi ile atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklılarına verilecek belge bir "çekişmesiz yargı" işidir. (HMK"nın m. 382/2-c-6). Çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme ise aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi"dir (HMK. m. 383). Bu yasal durum karşısında, murisin ölüme bağlı tasarrufu ya da mirasçının kendi iradesine dayanmayan sebeple mirasçılık sıfatının kaybı, mirasçı sıfatı kazanılması, yasal miras payının kısmen kesirli olarak bir bölümü veya tamamen kaybı veya edinilmesi sonucunu doğuran mirasçılıktan çıkarma (TMK m. 510-512), mirastan feragat (TMK. m. 528.), mirasçı atama (TMK. m. 516.) mirastan yoksunluk (TMK. m. 578-579) gibi hukuki işlem ve durumların sulh mahkemesince çekişmesiz yargı işi olarak verilen yasal mirasçıları gösterir mirasçılık belgesine yansıtılması söz konusu olamaz. Bunun tek istisnası mirasçının kendi iradesine dayanan mirası ret (TMK m. 605/ı) tasarrufudur. Çekişmesiz yargı işi olarak mirasçılık belgesi talep edildiği takdirde, varsa talepden önceki mirası ret durumunun mirasçılık belgesinde payın intikalini gösterir şekilde yansıtılması gerekir. Diğer hallerde, mirasçılığa ve yasal miras payına etki edecek murisin ölüme bağlı tasarruflarının ve mirastan yoksunluk durumunun mirasçılık belgesine yansıtılması işlemlerinin çekişmeli olarak, tereke üzerinde hak sahibi olan ve şeklen hak sahibi gözükenler hasım gösterilmek suretiyle asliye hukuk mahkemesinde açılacak davayla sağlanması gereklidir. Asliye hukuk mahkemesi"nde açılabilecek bu davada uyuşmazlık sadece yasal mirasçının miras payının iptali ve intikalini gösterir bir mahkeme ilamıyla giderilebilecek nitelikteyse "mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesi"
davası olarak açılabileceği gibi uyuşmazlık bu şekilde giderilemeyecek nitelikteyse, ölüme bağlı tasarrufun ifası olarak bir malvarlığı/eda davası olarak da açılabilir.
Daha önce alınmış mirasçılık belgesi mevcutken yasal veya atanmış mirasçılardan herhangi birinin gerek yasal gerekse atanmış mirasçılık belgesi verilmesi yönünde çekişmesiz yargı işi olarak dava açmasını engelleyen bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca yukarıdaki açıklamalar gözönüne alındığında, muris ..."nın 26.8.2003 tarihinde evli ve çocuksuz olarak öldüğü yasal mirasçıları olarak eşi (davacı) ile kardeşleri ve kardeşinin çocuklarının kaldığı; murisin 02.01.1997 tarihli el yazısı ile yaptığı vasiyetnamenin .... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/18 Esas, 2006/71 sayılı Kararıyla açıldığı ve tüm mirasçılara tebliğ edildiği TMK"nın 598/2 maddesinde belirtilen bir aylık süre içerisinde vasiyetnameye bir itiraz bildirilmediği vasiyetnamenin değerlendirilmesinde murisin terekesindeki tüm malvarlığını aynı zamanda yasal mirasçısı olan eşi davacı ...ye bıraktığı, böylece "murisin vasiyetnamesindeki iradesinin mirasçı atamaya yönelik olduğu" anlaşılmaktadır. Dava çekişmesiz yargı işi olarak sulh mahkemesinde açıldığından mirasçı atamanın etkisini yansıtacağından davacının murisi ..."nın tek mirasçısı olduğunu gösterir şekilde mirasçılık belgesi verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz talebi yerinde değildir. Ne var ki "çoğun içinde azı da vardır" kuralı gereğince bu talebinin içinde TMK"nın 598/2 maddesi uyarınca atanmış mirasçı olduğunu gösterir belge verilmesi talebinin de mevcut olduğunun kabulü gerekir.
Mahkemece, belirtilen nedenlerle ve koşulları da oluştuğundan davacıya TMK"nın 598/2 maddesi uyarınca atanmış mirasçı olduğunu gösterir belge verilmesi gerekirken yasal mirasçılık belgesi verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, 02.04.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.