1. Ceza Dairesi 2020/740 E. , 2020/2536 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğu kasten öldürme, kasten yaralama
HÜKÜM : Gaziantep 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 28/09/2018 gün ve 2018/219 E. - 2018/153 K.
1-Sanık ... hakkında;
Çocuğu kasten öldürme suçundan; TCK"nin 82/1-e, 62, 53. maddeleri uyarınca; müebbet hapis cezası,
2-Sanık ... hakkında;
Kasten yaralama suçundan; beraatine ilişkin;
İlk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasına;
1-Sanık ... hakkında;
Kasten yaralama sonucu ölüme neden olmak suçundan; TCK"nin 87/4-2.c, 29, 62, 53. maddeleri uyarınca; 10 yıl hapis cezası,
2-Sanık ... hakkında;
Kasten yaralama suçundan; kamu davasının TCK"nin 73/4 ve CMK"nin 223/8. maddeleri gereğince düşürülmesine ilişkin.
TÜRK MİLLETİ ADINA
5271 sayılı Kanunun 299. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan ""sanığın veya katılanın temyiz başvurusundaki istemi üzerine veya re"sen duruşma yoluyla yapar"" ibaresi 20.11.2017 tarih 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 100. maddesi ile ""uygun görmesi halinde duruşma yoluyla yapabilir"" şeklinde değiştirildiğinden, katılan vekilinin, duruşmalı inceleme talebinin takdiren REDDİNE karar verilmiştir.
Sanık ... müdafiinin yasal süre içindeki temyiz talebinin 5217 sayılı CMK’nın 294/1 ve 295/1 maddeleri uyarınca temyiz sebebi içermediği anlaşıldığından; sanık müdafiinin temyiz talebinin, 5271 sayılı CMK’nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE, Üyeler ... ve ...’in kararın incelenmesi gerektiği yönündeki karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verilmiştir.
Sanık ... hakkında ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılması suretiyle kasten yaralama suçundan verilen kamu davasının düşürülmesi kararının niteliği itibarıyla 5271 sayılı CMK’nin 286/2. maddesi uyarınca temyizi mümkün olmadığından, katılanlar vekilinin, bu hükme yönelik temyiz talebinin 5271 sayılı CMK’nin 298. maddesi gereğince REDDİNE karar verilmiştir.
Sanık ... hakkında maktul ...’e yönelik kasten öldürme suçundan TCK’nin 82/1-e ve 62. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Gaziantep 11. Ağır Ceza Mahkemesince kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik olarak sanık müdafii, katılan ..., Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ile Cumhuriyet savcısı tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, istinaf başvurularının kabulüne ve yeniden kurulan hükümle, sanığın maktule yönelik kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan TCK’nin 87/4, 29 ve 62. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 01.03.2019 gün ve 2018/2275 esas, 2019/519 sayılı kararında bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan; katılanlar vekili ile katılan Bakanlık vekilinin, haksız tahrik indiriminin uygulanmaması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Oluşa ve dosya kapsamına göre; olay günü sanık ve arkadaşları parka doğru gittikleri sırada, motosikletini tamir etmekte olan tanık Yetkin ile karşılaştıkları, sohbet ettikten sonra sanık ve arkadaşlarının parka giderek oturmaya başladıkları, bir süre sonra tanık Yetkin’in telefonunu bulamaması üzerine sanık ve arkadaşlarının aldığını düşünerek sanığın dayısının oğlu olan tanık ...’ı yanına alarak sanık ve arkadaşlarının yanına gittiği, sanık ve arkadaşlarının telefonu almadıklarını söylemeleri üzerine tanık Yetkin’in sanığın amcasının oğlu olan maktulü de yanına alarak olay yerine geldiği, maktulün sanık ve arkadaşlarından ısrarla telefonu istemesi üzerine aralarında tartışmanın başladığı ve sanığın kazağının kol kısmından çıkardığı bıçak ile maktulü sağ ve sol femur bölgelerinden, her ikisi de müstakilen ve müştereken öldürücü olacak şekilde yaralayarak öldürdüğü olayda;
Kullanılan bıçağın elverişliliği, darbe sayısı, hedef alınan bölgelerde meydana gelen yaraların niteliği, olayı gerçekleştirme biçimi nazara alındığında, sanığın açığa çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu ve bu nedenle TCK’nin 82/1-e. maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, oluşa uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme sonucu TCK’nin 87/4. maddesi uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş olup; katılanlar vekili ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün, tebliğnamedeki düşünce gibi, 5271 sayılı CMK"nin 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozmaya konu kararın niteliği de gözetilerek aynı Kanunun 304/2. maddesi uyarınca dosyanın takdiren Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26/10/2020 gününde oybirliği ile karar verildi.
KARŞI OY:
Sanık ... müdafiinin yasal süresi içerisinde Gaziantep Bölge Adliye 1. Ceza Dairesinin kararını temyiz ettiğine dair dilekçe verdiği bu dilekçesi ile kararı temyiz iradesini gösterdiği, yeniden temyiz dilekçesi vermesine gerek olmadığı düşüncesinde olduğumuzdan temyiz sebebi bildirilmediğinden sanık ... müdafiinin temyiz talebinin reddine dair Dairemizin çoğunluk görüşüne usul yönünden katılmıyoruz.
5271 sayılı CMK"de olağan kanun yolları başlığı altında yer alan 294/1.md: Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır, 295.md: Temyiz başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde hükmü temyiz olunan bölge adliye mahkemesine bu nedenleri içeren bir ek dilekçe verilir. Cumhuriyet savcısı temyiz dilekçesinde, temyiz isteğinin sanığın yararına veya aleyhine olduğunu açıkça belirtir, 298. md: Yargıtay...... ya da temyiz dilekçesinin temyiz sebeplerini içermediğini saptarsa temyiz istemini reddeder, 301 md: Yargıtay yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında inceleme yapar şeklinde düzenlemeler yapılmakla Bölge Adliye Mahkemelerinden geçerek Yargıtay incelemesine tabi olan dosyalarda temyizin ancak temyiz dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceğini düzenlemiştir.
Yine 5271 sayılı CMK"de olağanüstü kanun yolları başlığı altında 5271 sayılı CMK"nin 308. maddesinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisini düzenlemiştir.
CMK"nin 308. md: Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re"sen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir.
5271 sayılı CMK"nin 232. maddesinin başlığında hükmün gerekçesi ve hüküm fıkrasının içereceği hususlar düzenlenmiş olup CMK"nin 232/6. fıkrasında; Hüküm fıkrasında, 223"üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir. şeklinde düzenlenmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulumuzun kendisine itirazen gelen bir dosyada sadece itiraz sebepleriyle sınırlı kalmayıp dosyada bulunan Yasaya aykırılıkların tamamını re"sen inceleyip bu hususlarda kararlar verdiği bilinmektedir.
Görüldüğü üzere aynı yasada olağan kanun yollarından temyiz yolunda temyiz davasını açan sanık veya katılan tarafın veya müdafilerinin dilekçesinde sebep bildirme zorunluluğu getirilmiş (CMK"nin 294/1) sebepten yoksun sadece kendi aleyhine verilen karara karşı temyiz hakkının kullandığını yasal süreleri içerisinde yargı merciine bildiren ve kararı davaya temyiz ediyorum diyen tarafın talebinin ise temyiz sebebi içermemesi nedeniyle reddolunacağını yasa koyucu hüküm altına almıştır. (CMK 298. md.)
Yasa koyucu CMK"nin 232/6. maddesinde kararı veren mahkemenin hükmünde bu karara karşı yasa yollarının neler olduğunu süresini ve merciini tereddüte mahal vermeyecek şekilde kararında belirtmesi gerektiğini belirtmiş ancak bu düzenlemeden daha sonra yürürlüğe giren mevzuatla mahkeme kararlarının temyizinin sebep içermesi gerektiği sebepsiz temyizin geçerli olmayacağı öngörülemediğinden olacak ki mahkemenin kararında temyiz sebebinin de dilekçede bulunması gerektiğini mahkemenin kararında bildirilmesi yasada düzenlenmemiştir. Uygulamada da böyle bir bildirim yapılmamaktadır.
CMK"deki temyiz sebebi ile bağlılık ilkesi uygulanacak ise temyiz sebebi bildirilmeden yapılan temyizlerin geçersiz sayılacağını ve hak kayıplarının
yaşanabileceğini açıkça gören yargı mercilerinin bunun CMK"nin 232/6. md gereği davanın taraflarına kısa kararın son kısmında açıkça bildirilmesinin yasanın zorunlu bir sonucu olduğunu düşünmekle beraber yürürlükte olan mevzuat gözönüne alındığında herhangi bir hukuk eğitimi almayan ve ceza davasına taraf olan kişinin veya ilgili tarafın avukatının istinaf mahkemelerinden aleyhine çıktığını düşündüğü kararı sebep bildirmeksizin süresinde temyiz etse dahi bu temyizin yargıtay dairesince reddolunacağı ancak Yargıtay Cumhuriyet Savcısının ilgili Yargıtay Dairesinin kararına karşı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna itiraz etme hakkını kullanırken hiçbir sebep bildirmek zorunda olmadığı bununda vatandaşın aleyhine olarak 1982 Anayasasının 10, 11, 36, 90 md. ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ve 10. maddelerinde karşılıklarını bulan kanun önünde eşitlik ve silahların eşitliği ilkelerine aykırılık teşkil ettiğini, yasal düzenlemelerin millet adna TBMM tarafından yapıldığını ancak bunların ilahi metinler olmayıp uygulayıcılar tarafından eksik, yanlış veya hakkaniyete aykırı olanlar var ise bunların belirlenip düzeltilmesinin de yasalarda düzenlendiği, usuli bir düzenlemeyi bilemediği için yasal süresi içerisinde temyiz dilekçesini sebep bildirmeden veren davanın tarafı veya taraf avukatının temyiz talebinin usul hükmü gereği sebep bildirilmediği düşüncesi ile reddolunmasının hukuki ve vicdani olmadığını sadece kanuni olduğunu ancak hakimin görevinin kanunu değil hukuku uygulamak olduğunu düşündüğümden Ceza Muhakemesinin odak noktası sayılan maddi gerçeğin ortaya çıkmasını engelleyecek mahiyetteki bu usul hükümlerinin davaya konu olaya uygulanması yerine öncelikle bu hükümlerin 1982 Anayasasına aykırılığı düşüncesi ile Anayasa mahkemesine iptal talebi ile gidilmesi bu kabul edilmeyecek ise Yargıtay Dairemiz tarafından CMK"de sanık lehine kıyasın yasak olmadığı dikkate alınarak CMK"nin 294/1. madde hükmündeki sebeple bağlılık kuralının CMK"nin 308. maddesindeki sebep bildirmenin zorunlu olmadığı şeklinde yorumlanması gerektiği ve sebep bildirilmese ve hatta taraf müdafii tarafından verilse dahi temyizen incelenme iradesinin belirlenebildiği dosyaların usule aykırılık nedeniyle reddedilip toplumun adalete, devlete, hukuka olan inancının sarsılmasını önlemek ve ihkakı hak yolunun açılmasının önüne de geçmek gerektiği düşüncesi ve gerekçesi ile çoğunluğun kanaatine usul yönünden muhalifiz. Saygılarımızla.