İftira - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/7224 Esas 2020/15289 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/7224
Karar No: 2020/15289
Karar Tarihi: 09.09.2020

İftira - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/7224 Esas 2020/15289 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir dava sonucunda, sanık iftira suçundan mahkum edilmiştir. Mahkumiyetinin sebebi, sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan sorgulanması sırasında, suçsuz olduğunu bildiği mağdura suç yükleme özel kastının ve hukuka aykırılık ögesinin bulunmamasına rağmen karşı suçlama yapmasıdır. Sanığın temyiz itirazları kabul edilerek, mahkumiyet kararı bozulmuştur.
Kanun maddeleri:
- Türk Ceza Kanunu'nun 267/1. maddesi: Resmi belgede sahtecilik suçu
- Türk Ceza Kanunu'nun 53/1-2-3. maddeleri: İftira suçu
8. Ceza Dairesi         2018/7224 E.  ,  2020/15289 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : İftira
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    İftira suçunun oluşabilmesi için, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesinin gerektiği,
    Somut olayda beraat eden sanık ..."nin 09.01.2014 tarihinde Edirne Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek; sanık ...’in Türk Ekonomi Bankasına ait Edirne 1. İcra Müdürlüğünün 2013/6674 Esas sayılı takip dosyasına konu 2011 yılı Eylül ayı içerisinde düzenlenen senedin kefil kısmına kendi adını yazıp imzalamak suretiyle resmi belgede sahtecilik yaptığını iddia etmesi üzerine başlatılan soruşturma kapsamında sanık ..."in Cumhuriyet Savcılığında şüpheli olarak alınan savunmasında söz konusu senedin kefil kısmındaki sanık ..."ye ait ismin ve imzanın o tarihte Türk Ekonomi Bankasında görevli müşteki ... tarafından atıldığını iddia ettiği, İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarına imza incelemesine gönderilen 14.000 TL bedelli, borçlusu ..., kefili ... olan, 10.09.2013 vade ve 26.09.2011 düzenleme tarihli senedin incelenmesi sonucunda düzenlenen 07.07.2014 tarihli raporda ise söz konusu senedin kefil kısmındaki imzanın ..."nin eli ürünü olduğunun belirlendiği, sanık ..."nin söz konusu imzayı kendisinin attığı halde sanık ..."in kendisinin yerine imza attığını, sanık ..."in ise söz konusu imzayı banka görevlisi olan müşteki ..."in attığını beyan etmek suretiyle iftira suçunu işledikleri iddiasıyla TCK.nın 267/1,53/1-2-3 maddeleri gereğince cezalandırılmaları talebiyle kamu davası açıldığı,
    Mağdur ...’in kovuşturma sırasında alınan ifadesinde, 2009 yılında ..."e kredi kullandırıldığını, suça konu senedin ... ve ... tarafından 2009 yılında tanzim edilerek bankaya teslim edildiğini, bankanın bu durumlarda düzenleme tarihi ve ödeme tarihi yazan kısımları boş bırakarak senedi düzenlediğini ve senedin tahsili lazım gelirse o zaman bu tarihlerin doldurulup icraya konulduğunu, suça konu senedin 2009 yılında bankaya verilen senet olduğunu kredi ödenmeyince 2011 yılı kredi tarihi olarak yazılıp vade kısmı doldurularak takibe konulduğunu , bu tür kredilerde bir kefil olununca kefalet bundan sonra çekilen kredilerde de devam ettiğinden ve sanık ... tarafından bankaya herhangi bir ihtarname gönderilmediğinden sanık ... tarafından çekilen tüm kredilerde kefil olarak görülmeye devam ettiğini, sanık ...’ın da bu senedi 2011 yılında değil, 2009 yılında imzaladığını beyan etmiş olması ve sanık ...’ın Türk Ekonomi Bankasından kredi çektiğinde ...’nin kefil olduğunu, borcunu ödedikten sonra tekrar kredi çektiğini ancak o zaman herhangi bir kefil göstermediğini ve 26.09.2011 tanzim tarihli senedi imzalayarak bankaya verdiğini, senedi düzenlerken Hüseyin’in yanında olmadığını, daha sonra borcun bir kısmını ödeyemeyip bankaya gittiğinde banka görevlisi mağdur ..."in senedin kefil kısmına imza attığına dair savunması karşısında;
    Bankacılık işlemlerini ve 2009 yılında düzenlenen eski senedin banka tarafından işleme konulmuş olduğunu bilmeyen zira biliyor olsa idi suça konu senetteki imzanın ...’ye ait olduğunu söyleyebilecek olan sanığın, TCK.nın 267/1. maddesine uygun bir başvurusu olmadığı halde resmi belgede sahtecilik suçundan sorgulanması sırasında, banka görevlisi mağdur ... hakkında karşı suçlamada bulunmaktan ibaret eyleminde, suçsuz olduğunu bildiği mağdura suç yükleme özel kastının ve hukuka aykırılık ögesinin bulunmadığı anlaşıldığından unsurları itibariyle oluşmayan suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
    Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 09.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.