
Esas No: 2015/2483
Karar No: 2016/6330
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/2483 Esas 2016/6330 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 04.03.2011 havale tarihli dilekçesiyle; müvekkilinin Kızıltepe ilçesi, Kocalar köyü, 161 sayılı parselin hisseli maliki iken, İzale-i Şuyu davası ile ... Sulh Hukuk Hâkimliğinin 1983/40-180 sayılı kararıyla ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği ve daha sonra taşınmazın ... adına ihale edildiği ve sonrasında taşınmazın iyi niyetli 3. kişilere devir edildiğini ancak tüm bunların müvekkilinin bilgisi dışına gerçekleştiğini, ortaklığın giderilmesine dair mahkeme dosyasının bulunamadığı, ancak ilâm örneğinde müvekkilinin adı olmadığı halde müvekkilinin hissesinin de satıldığını ve müvekkilinin bu zararından davalıların birlikte sorumlu olduğunu beyanla fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi isteğiyle dava açmıştır. Daha sonra 17.02.2012 tarihli harçlı ıslah dilekçesiyle tazminat isteğini artırarak toplamda 410.000,00.-TL tazminat isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; zamanaşımı savunması, davalı tarafından ileri sürüldüğü takdirde hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir. Ancak, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 161. maddesine göre; “Zamanaşımı ileri sürülmedikçe, hâkim bunu kendiliğinden gözönüne alamaz.” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 25. maddesine göre de; “Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz. Kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz.”
Öte yandan zamanaşımı “def"i” niteliğinde bir savunma aracı olup davaya yapılacak olan ilk itirazların tâbi olduğu usûl ve süreye tâbidir ve taraflarca ileri sürülmediği takdirde mahkemece kendiliğinden gözetilemediği gibi eğer taraflarca ileri sürülmüşse öncelikli olarak değerlendirilmesi gereken unsurlardandır.
Somut olayda, davalılar tarafından zamanaşımı def"i ileri sürülmemiştir. Bu itibarla, mahkemece taraf delilleri toplanıp, sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken zamanaşımı def"i ileri sürülmemiş olmasına rağmen re"sen gözetilerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 06/06/2016 günü oy birliği ile karar verildi.