15. Hukuk Dairesi 2016/5086 E. , 2018/206 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic.Mah.Sıf.)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
Davacı yüklenici vekili; müvekkili şirket tarafından cari hesap alacağına dayalı olarak davalı şirket aleyhine ... . İcra Müdürlüğü"nün 2012/20316 Esas sayılı dosyası ile ilâmsız takibe geçildiğini, ancak davalı şirketin söz konusu takibe haksız ve kötüniyetli şekilde itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, davalı şirket tarafından sipariş olunan ve faturalandırmak suretiyle davalıya teslim edilen malların bedeli ödenmediği halde, yapılan takibe bu şekilde itiraz edilmiş olmasının tamamen haksız ve kötüniyetli olduğunu, bu sebeple davalı/borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilmesi gerektiğini, itirazın iptâli, takibin devamı, davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir..
Davalı iş sahibi vekili, dava dilekçesinin usul ve yasaya uygun tebliğ edilmediğini, müvekkilinin, davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, bu hususun ticari defter kayıt ve belgeler ile sabit olduğunu, davacının, herhangi bir alacağı bulunmadığını, davacının, imalâtını üstlendiği etiketleri siparişe uygun ayıptan ari teslim yükümlülüğünü yerine getirmediğinden haksız ve hukuka aykırı taleplerinin reddini talep ettiklerini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar davalı vekilince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılamanın 17.03.2016 tarihli oturumunda davalı vekilinin mazeret dilekçesi verdiği anlaşılarak ara kararı ile mazeretin kabulüne karar verilmiş ve davalı vekiline yeni duruşma günü tebliğ edilmiş ve duruşma günü 28.04.2016 tarihine bırakılmış bu tarihte yapılan duruşmaya davalı vekilinin mazeret dilekçesi verdiği anlaşılmış ise de bu mazeret hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden davalı taraf sözlü yargılamaya davet edilmeden yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmuştur.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan ve zaman bakımından uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nın 184. maddesinde “(1) Hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. (2) Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder.” ve yine aynı Kanunun 186.maddesinde “(1) Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. (2) Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir.” hükümleri bulunmaktadır.
Bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere; hâkim, tahkikatın bitiminden sonra, taraflara, tahkikatın tümü hakkında açıklama yapma hakkı tanımalı ve sonrasında son diyeceklerini bildirmeleri için fırsat vermeli ve buna göre hükmünü kurmalıdır.
Somut olayımıza gelince: Mahkemece yapılan yargılamanın 17.03.2016 tarihli oturumunda davalı vekilinin mazeret dilekçesi verdiği anlaşılarak ara kararı ile mazeretin kabulüne karar verilmiş ve davalı vekiline yeni duruşma günü tebliğ edilmiş ve duruşma günü 28.04.2016 tarihine bırakılmış bu tarihte yapılan duruşmaya davalı vekilinin ameliyat olacağından bahisle mazeret dilekçesi verdiği anlaşılmış ise de; bu mazeret hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden mazeret yerinde bulunmayarak reddedilmişcesine davalı taraf Yasa"nın emredici hükmüne rağmen sözlü yargılamaya davet edilmeksizin duruşmaya devam edilerek hüküm kurulmuş olması, adil yargılama ilkesini zedeler nitelikte olup, usul ve yasaya aykırı bulunduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 24.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.