10. Hukuk Dairesi 2016/11850 E. , 2017/5219 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, davalı işverene ait işyerinde Nisan 2003-30.09.2007 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. Maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun 79. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işverence davacı adına; 26.06.2003, 16.07.2004, 02.06.2005, 01.06.2006, tarihli işe giriş bildirgelerinin verildiği, mahkemece yaptırılan imza incelemesi neticesinde 02.06.2005 tarihli işe giriş bildirgesindeki imzanın davacının eli ürünü olmadığı yönünde görüş bildirildiği, 31.03.2011 tarihli celsede işe giriş bildirgelerindeki imzanın davacıya ait olmadığı yönünde beyanda bulunduğu, davacının, 30.09.2006 tarihli ibranamedeki imzanın ise davacıya ait olduğu 2003 yılından itibaren her yıl, yılın belirli dönemlerinde çalışmasının bildirildiği, davacının adına düzenlenmiş 2003 yılı 6-12-2004 yılı 7-12, 2005 yılı 6-10, 2006 yılı 6-9 aylarına ilişkin ücret hesap pusulalarının ve aynı yıllara ait imzalı muhtelif bedellerde para makbuzlarının ibraz edildiği, 30.09.2006 tarihli 01.06.2006-30.09.2006 dönemine ait davacının davalı şirkette hiç bir alacağının kalmadığını belirten ibraname bulunduğu, davacının kat görevlisi olarak çalıştığı, mahkemede bordro tanığı olarak dinlenen ..., ... ve ..."in davacının sürekli çalıştığı yönünde ve aynı nedenlerle davalı işverene kendilerinin de dava açtıkları yönünde beyanlarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davacının davalı işyerindeki çalışmasının sezonluk bir çalışma mı yoksa yıl boyunca devam eden sürekli bir çalışma mı olduğunu tespit etmek olup bunun için de, öncelikle davacının iddiasına göre, davalı işverene ait devre mülk tatil köyünde, kat görevlisi olarak temizlik işlerinde çalıştığını belirttiği anlaşılmakla davacı ile tanık olarak dinlenen diğer 3 kardeşinde benzer taleplerle davalı işverene karşı davalar açtığı gözetildiğinde, diğer davaların sonuçları araştırılmalı, davacı adına her yıl düzenlenmiş işe giriş bildirgeleri olduğundan mevsimsel çalışma yönünden bu husus değerlendirilmeli, davacı imzalı ibraname verdiğinden aksinin eşdeğer yazılı belgelerle kanıtlanması gerektiği göz önüne alınarak ibranamedeki çalışma süresinin sezonluk olduğunun değerlendirilmesi, ayrıca davacının, davalı işverene ait devremülkte lojmanda kaldığı yönünde tanık beyanları olduğundan davacının dava konusu dönem boyunca adrese kayıt sisteminden adresi araştırılmalı ayrıca bu tarihlerde nerde oy kullandığı tespit edilmeli, re’sen araştırma ilkesi doğrultusunda, ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmalı, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanları alınmalı, gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, bu maddî ve hukukî olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı ve davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davacı ve davalı ... İnş. ve Tur Yatırımları A.Ş."ne iadesine, 19.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.