4. Ceza Dairesi 2013/40195 E. , 2014/3720 K.
"İçtihat Metni"
Görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarından sanıklar ... ve ... hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetlerine dair, .... Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 11/03/2008 tarih ve 2006/575 esas, 2008/100 karar sayılı hükümlerin, sanıklar müdafii tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 15/11/2011 gün ve 2010/18843 esas, 2011/21100 sayılı kararıyla;
"Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak; sanıklar ... ve ..."ın savunmalarının alındığı 2.5.2006 tarihli oturuma ait duruşma tutanağının 1. ve 2. sayfası ile 21.2.2006 tarihli tensip zaptının 1. sayfası zabıt katibi tarafından imzalanmayarak, CYY.nın 219. maddesine aykırı davranılması,
Yasaya aykırı sanıklar ... ve ... müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA," karar verilmiştir.
I- İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/07/2012 tarihli kararı ile Dairemize gönderilen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17/01/2012 tarih ve 2008/216073 sayılı yazısı ile;
"…………………………
Bu açıklamalar ışığında somut olayda, esaslı işlemler içermeyen tensip zaptının ilk sayfası ile 02/05/2006 tarihli sanıkların savunmalarının alındığı duruşma tutanağının 1. ve 2. sayfaları zabıt katibi tarafından imzalanmamış ve bu suretle 5271 sayılı CMK’nın 219/1. maddesine aykırı davranılmış ise de, aynı zabıt katibinin tutanakların son sayfasında imzasının bulunduğu gibi, zabıt katibinin imzasının eksik olduğu sayfaların hakim tarafından imzalanarak tutanak içeriğinin doğruluğunun tasdik edildiği, duruşma tutanağı ile tensip zaptının UYAP ortamında gerçekleştirildiği ve tutanakların içeriğine yönelik sahteliğe ilişkin herhangi bir itiraz ileri sürülmediği hususları birlikte gözetildiğinde, tutanakların zabıt katibince imzalanmasının unutulduğu değerlendirilerek, yasanın aradığı ve amaçlanan tutanağa güvenin kafi derecede korunduğu, yasaya aykırılığın hükmün bozulmasını gerektirecek derecede ihlal edilmediği, mevcut imza eksikliğinin mahallinde tamamlanabileceği anlaşılmaktadır.
Bu nedenlerle; mahallinde ikmali mümkün olan mevcut imza eksikliğinin, 5271 sayılı CMK’nın 219/1. maddesine aykırılık oluşturacak mutlak bir bozma nedeni olmadığını gözetmeyen özel Dairenin bozma kararına katılmak mümkün değildir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; itirazın kabulüne, Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairenin 15/11/2011 gün ve 2010/18843 E, 2011/21100 K. sayılı bozma kararının kaldırılmasına ve dava dosyasının esastan incelenmek üzere Özel Dairesine gönderilmesine karar verilmesi,
Arz ve talep olunur." isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, itiraza konu sanıklar ve suçlar yönünden incelenerek gereği düşünüldü:
II- KARAR
Dairemizin 26.09.2013 tarih ve 2012/28184 esas, 2013/23786 sayılı kararı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı yerinde görülerek, Dairemizin 15/11/2011 gün ve 2010/18843 esas, 2011/21100 sayılı kararının kaldırılmasına karar verildiği ve esaslı işlemlerin yapıldığı duruşma tutanağındaki imza eksikliğinin giderilmesi için dosyanın mahalline iade edildiği, belirtilen imza eksikliğinin ikmal edilerek dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla,
.... Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 11/03/2008 tarih ve 2006/575 esas, 2008/100 karar sayılı hükmün yeniden incelenmesi sonucu;
Sanıklara yükletilen görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Eleştiri dışında cezaların yasal bağlamda uygulandığı,
Koşulları bulunmasına karşın, direnme suçunda TCK’nın 43/2. maddesi uygulanmamış ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozmayı gerektirmediği,
Anlaşıldığından, sanıklar ... ve ... müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, itiraz yazısına uygun olarak, temyiz davasının esastan reddiyle HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 06.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.