
Esas No: 2015/2442
Karar No: 2016/6311
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/2442 Esas 2016/6311 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;
K A R A R
Davacı vekili, 13/09/2013 havale tarihli dava dilekçesi ile ..., Merkez, ... köyü 121 ada 07 parsel sayılı 17462 m2 yüzölçümlü taşınmazın 13855 m2 bölümünün, tarafından açılan ve kesinleşen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin .... sayılı kararı ile tapu kaydının iptaline ve niteliğiyle adına tesciline karar verildiğini, Türk Medenî Kanununun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan devletin sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 500.000.-TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra 04/06/2014 tarihli dilekçe ile harcını yatırmak suretiyle dava değerini 538.718,94.-TL olarak ıslah etmiş, arttırılan bedele de dava tarihinden itibaren faiz yükletilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 538.718,94.-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesine göre tazminat istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1947 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre kesinleşen kadastrosu, 03/03/1988 tarihinde ilân edilip kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması ile 1971 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın arazi niteliğinde olduğu kabul edilmek ve gelir esasına göre değer tespit edilmek suretiyle, tapunun iptal kararının kesinleştiği tarih itibarıyla hesaplanan değer üzerinden tazminat ödenmesine karar verilmiş ise de; hesaplanan toplam değere dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiş olması dosya kapsamına ve yerleşik uygulamaya uygun değildir.
4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi gereğince tapu kaydının iptalinden kaynaklı tazminat davalarında, zararın, mülkiyetin kaybedildiği tarih olan, tapu iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği günde doğmuş olduğu, bu nedenle, değer tespitinin bu tarih itibarıyla yapılacağı, faize de bu tarihten itibaren hükmedileceği, ıslah suretiyle arttırılan miktar yönünden ise ıslah tarihinin esas alınacağı kabul edilmektedir.
O halde mahkemece, taşınmazın tarla olduğu kabul edilerek, gelir esası metoduna göre iptal kararının kesinleştiği tarih olan 10/09/2013 tarihi itibarıyla tespit edilen değerden; başlangıçta dava açılırken belirtilen kısma dava tarihinden; kalan kısma ise ıslah tarihinden itibaren faiz hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Kabule göre de; davalı harçtan muaf olduğu halde, davacı tarafça ödenen harçların, talep halinde davacılara iadesine karar verilmesi gerekirken, davalı ...den alınmasına şeklinde hüküm kurulmuş olması ve davacı dışında tapuda malik olan diğer mirasçıların karar başlığında gösterilmemiş olması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 06/06/2016 günü oy birliğiyle karar verildi.