2. Ceza Dairesi 2015/2427 E. , 2015/5194 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : KYB - 2015/15584
Hırsızlık suçundan suça sürüklenen çocuk Y.. K..’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 141/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Konya 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/07/2014 tarihli ve 2014/71 esas, 2014/561 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 13.01.2015 gün ve 2014-947/2279 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.01.2015 gün ve 2015/15584 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre.
1-Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 17. maddesinde yer alan, "(1) Çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturma ayrı yürütülür. (2) Bu hâlde de çocuklar hakkında gerekli tedbirler uygulanmakla beraber, mahkeme lüzum gördüğü takdirde çocuk hakkındaki yargılamayı genel mahkemedeki davanın sonucuna kadar bekletebilir. (3) Davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu görülmesi hâlinde, genel mahkemelerde, yargılamanın her aşamasında, mahkemelerin uygun bulması şartıyla birleştirme kararı verilebilir, hükmünün uygulanmadan yazılı şekilde karar verilmesinde,
2-5395 sayılı Yasanın 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nun 253 ve 254. maddeleri uyarınca yöntemine uygun olarak uzlaştırma girişiminde bulunulması gerektiği keza, şikayetçi ve suça sürüklenen çocuk soruşturma aşamasında uzlaşmayı kabul ettikleri hâlde: soruşturmada ve kovuşturma aşamalarında suça sürüklenen çocuğun uzlaşma hükümlerinden yararlandırılmamasında
3-5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 150/2. maddesinde yer alan "müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafii görevlendirilir" şeklindeki düzenleme karşısında, suça sürüklenen çocuğa müdafii tayin edilmeksizin, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle karar verilmesinde,
4-Kayden 12/08/1995 doğumlu olup, suçun işlendiği 04/01/2013 tarihinde 15-18 yaş gurubunda olduğu anlaşılan sanık hakkında tayin olunan cezadan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 31/2. maddesi uyarınca 1/3 oranında indirim yapmak gerekirken, indirim yapılmamak suretiyle fazla ceza tayininde.
5-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun “Daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olmak koşuluyla, mahkum olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir." şeklindeki 50/3. maddesinin emredici hükmü karşısında suça sürüklenen çocuk hakkında bir yıldan az hükmedilen kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın aynı Kanun"un 50/1. maddesinde yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinde yasal zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5395 sayılı Yasanın 17.maddesinde, çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemesi halinde, soruşturma ve kovuşturmanın ayrı yürütüleceği, lüzum görüldüğü takdirde genel mahkemedeki dava sonucunun beklenebileceği ve davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu görülmesi halinde genel mahkemede birleştirilebileceği öngörülmüş olup, bu hükümle suça sürüklenen çocukların çocuk mahkemelerinde yargılanmaları amaçlandığından, fiili işlediği tarihte 18 yaşını doldurmamış olan sanık Y.. K.. hakkında, yaşı büyük diğer sanık ile aynı iddianame ile açılan davada, anılan yasal düzenlemeye aykırı yargılama yapılıp hükümlülük kararı verilmesi nedeniyle 1 no"lu kanun yararına bozma istemi yerinde görülmekle, (KONYA) 11. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen, 03.07.2014 gün ve 2014/71, 2014/561 sayılı kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309.maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4.fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, bozmanın niteliğine göre diğer bozma istemleri hakkında bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına, 11.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.