Esas No: 2015/3473
Karar No: 2017/6109
Karar Tarihi: 02.11.2017
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/3473 Esas 2017/6109 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL-TENKİS
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Asıl ve birleşen davalarda davacılar mirasbırakanları ...’in maliki olduğu 1458 ada 40 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu bağımsız bölümün ehliyetsizken ve davalı Derneğin yöneticisi olan ... tarafından kandırılarak 29/03/2005 tarihinde davalı Derneğe satıldığını, 21/03/2006 tarihinde de taşınmazın diğer davalı ...’a satış suretiyle devredildiğini, devrin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı yapıldığını ileri sürerek, dava konusu 1458 ada 40 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile adlarına tesciline, aksi takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen karar Dairece ‘’...Somut olayda, miras bırakan ... “majör depressif” hastası olup, müteaddit kez intihara teşebbüslerinden sonra, yine intihar ederek hayatına son vermiş olmasına karşın, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu raporunda, 16.06.2005 tarihinde ölümünden üç ay önce 29.03.2005 tarihinde gerçekleştirdiği temlik sırasında murisin fiil ehliyetine haiz olduğu bildirilmiştir. O halde, ehliyetsizlik iddiası açısından davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Ne var ki, yukarıda açıklandığı şekilde davacılar ikinci hukuki sebep olarak muris muvazaası hukuksal nedenine dayanmışlardır. Gerçekten de, miras bırakan ölümünden kısa bir süre önce, gerçek değerinden çok düşük bir bedelle satış göstermek suretiyle davalı derneğe dava konusu taşınmazı temlik etmiş, buna karşın terekesinde para çıkmadığı gibi özellikle, tanık beyanlarında ruh hali itibariyle mirasçılarının kendisi ile az ilgilenmelerine kızdığı ve bu nedenle onlara mal bırakmak istemediği, satış ihtiyacının bulunmadığı, satış için makul bir nedeninin de olmadığı, bunun sonucu olarak devrin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı bulunduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca, tanıklarca ifade edilmediği halde mahkemenin miras bırakanın inançları gereği ilk temlikin yapıldığı yönündeki yorumu varsayıma dayalı olup her hangi bir somut delile dayanmamaktadır...Hal böyle olunca; yukarıdaki ilke ve olgular doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. ’’ gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, asıl ve birleştirilen dava davacıları vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Asıl ve birleştirilen dava davacılarının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 3.70.-TL bakiye onama harcının temyiz eden asıl ve birleştirilen dava davacılarından alınmasına, 02.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.