17. Hukuk Dairesi 2016/15855 E. , 2018/10388 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın yaptığı kaza sonucu, araçta yolcu olarak bulunan davacının ağır biçimde yaralanıp %32 oranında sürekli maluliyete uğradığını, davalının zarardan sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 7.000,00 TL. tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 06.06.2008 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 23.784,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, başvuru üzerine davacıya 28.028,00 TL. tazminatı davadan önce ödeyip ibraname aldıklarını, poliçeden doğan sorumluluklarının son bulduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla poliçe bakiye limitiyle sınırlı biçimde ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 23.784,00 TL. maddi tazminatın, 7.000,00 TL"lik kısmının kaza ve bakiye kısmının ıslah tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen hükmün, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemiz"in 17.03.2009 tarih, 2008/4818 Esas ve 2009/1490 Karar sayılı ilamı ile; "davacının %32 maluliyet oranı tespitinin, hangi esaslar dahilinde ve hangi tüzük esas alınarak yapıldığı hususlarını
içermeyen ... Devlet Hastanesi raporuna göre karar verilmesinin doğru olmadığı; mahkemece ... Kurumu"ndan maluliyet oranının tespitine ilişkin rapor alındıktan sonra maluliyet tazminatı için rapor alınıp karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verildiği; davalı tarafın hatır taşımasına ilişkin savunması üzerinde durularak bu konuda araştırma yapılıp hükümde tartışılarak karar verilmeyişinin hatalı olduğu; dava açılmadan önce davacı tarafından davalı ... şirketine müracaat edildiği ve temerrüdün oluştuğu dikkate alınmadan faize karar verilmesinin de doğru olmadığı" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 10.831,48 TL. tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, tazminatın 7.000,00 TL"lik kısmına 10.01.2008 tarihinden ve bakiye kısmına ıslah tarihinden faiz işletilmesine, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; mahkemece verilen ilk hükmün davacı tarafça sadece faiz başlangıç tarihi yönünden temyiz edildiği, tazminat miktarı yönünden temyiz edilmediği, davacı yanın bozma öncesi yargılamada alınan hesap bilirkişi raporuna da itiraz etmediği ve bu yönden davalı taraf yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu hususları gözetildiğinde, bozmadan önce alınan hesap bilirkişi raporundaki tazminat miktarının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle, işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkeme tarafından davanın kabulüne ilişkin verilen hükmün temyizi üzerine, davalı tarafın hatır taşıması savunması konusunda araştırma yapılması ve bu savunmanın hükümde tartışılması için karar bozulmuştur. Bozmadan sonra yapılan yargılamada, mahkeme tarafından bu hususa ilişkin herhangi bir araştırma yapılmadan ve olayda hatır taşımasına ilişkin deliller ve olay gerekçelendirilmeden, hesaplanan tazminattan %25 oranında hatır taşıması indirimi yapıldığı görülmektedir.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK"nun 43. maddesi (6098 sayılı TBK md. 51) uyarınca tazminattan uygun bir indirim
yapılması, gerek öğretide gerekse ... İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Aynı şekilde, taşımanın hatır taşıması olduğu kabul edilirken de bunun gerekçesi hükümde gösterilmelidir.
Somut olayda; davacının davalıya sigortalı araçta yolcu olduğu tarafların kabulünde olup; olaya ilişkin ceza soruşturması kapsamında alınan ifadeler incelendiğinde, taşımanın amaç ve sebebi konusunda sadece davacı ifadesinde ayrıntının bulunduğu, davacının iş gereği sürücü Halil Kasap"ın idaresindeki araçta bulunduğunu beyan ettiği görülmektedir. Davacının kaza yapan araçta taşınmasının, sadece davacının şahsi menfaati için olmadığı; taşımanın iş gereği yapıldığı; hatır taşıması nedeniyle indirimden yararlanmak isteyen davalı tarafın hatır taşıması yapıldığına ilişkin delil sunmadığı da dikkate alındığında; sadece zarar gören davacı yararına taşıma bulunmadığından, tazminattan bu nedenle indirim yapılmaması gerekirken, eksik incelemeyle, bu indirimin yapılması bozmayı gerektirmiştir.
3-Davaya konu edilen ve hüküm altına alınan tazminat yönünden, davalı sigortacıya davadan önce başvuru yapıldığı ve bu nedenle davalının temerrüt tarihinin davadan önce oluştuğu gözetilip (davacının talebiyle de bağlı kalınarak) kısmi ödeme tarihi olan 10.01.2008"den itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, mahkeme ilk hükmü bozulmuş ve mahkemece bozmaya uyulmuş olmasına rağmen, ıslah yoluyla artırılan bölüm için ıslah tarihinden faize hükmedildiği görülmektedir.
Davalı sigortacının ödeme yükümlülüğü ve ödememe (ya da eksik ödeme) halinde oluşan temerrüdü, davaya konu edilen tazminatın tamamı için aynı tarihte doğacağından, tazminatın tamamına 10.01.2008"den faiz işletilmeyişi de bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA;
peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 12/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.