21. Hukuk Dairesi Esas No: 2006/9011 Karar No: 2007/7500 Karar Tarihi: 03.05.2007
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/9011 Esas 2007/7500 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, Sosyal Sigortalar Kurumu'na borcunun olmadığını ve ödeme emirlerinin iptal edilmesini istemiştir. Ancak mahkeme, davacının idari para cezası borcu olduğunu belirtmiş ve davacının talebini reddetmiştir. Davacının temyiz talebi üzerine incelenen dosyada, uyuşmazlığın idari para cezasının kesinleşmesinden sonra yapılan takiplerden kaynaklandığı ve çözüm yerinin alacaklı Sigorta Müdürlüğü'nün bulunduğu yer İş Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Kanunlar ise şu şekildedir: 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, 3995 sayılı Yasada Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 4. maddesi, 4792 sayılı Kanun'un 19. maddesi, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ve Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 80. maddesi.
21. Hukuk Dairesi 2006/9011 E. , 2007/7500 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Kahramanmaraş 3.Asliye Hukuk İş Mahkemesi Tarih : 01.12.2005 No : 488-482
Davacı, davalı kuruma borcu bulunmadığının ve ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, hukuki nitelikçe, Sosyal Sigortalar Kurumuna idari para cezası borcu olmadığının tesbiti istemine ilişkindir.Davacı hakkında 506 sayılı Yasanın 140. maddesinde öngörülen koşulların oluşması nedeniyle idari para cezası tahakkuk ettirildiği, idari para cezasının anılan maddede belirtilen prosedür çevresinde kesinleştiği, uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, idari para cezasının idari aşamada kesinleşmesinden ve özellikle 6183 sayılı Yasa uyarınca borçluya gönderilen ödeme emrinden sonra " Borçlu olmadığının tesbiti ve ödeme emrinin iptali veya istirdat" şeklinde dava açılması durumunda görevli mahkemenin saptanması noktasında toplanmaktadır. Davanın yasal dayanağı 3995 sayılı Yasanın 4.maddesiyle değişik 4792 sayılı Yasanın 19"ncu maddesinde; kurum gelirleri kapsamına 506 sayılı Sosyal Sigortalar kanununa göre, alınan idari para cezalarının dahil edildiği ve süresi içinde ödenmeyen gelirlerin kurum alacağına dönüşeceği ve 506 sayılı Yasanın 80.maddesine göre gecikme zammı uygulanacağı hükmü öngörülmüştür. Öte yandan, Sosyal Sigortalar kanununun 80. maddesinde 3917 sayılı Yasanın 1.maddesi ile yapılan değişikliğe göre, kanuni süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 21.7.1953 Tarih ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Kurum alacaklarının tahsilinde 21.7.1953 tarih ve 6183 sayılı kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde, alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesi yetkilidir. Somut olayda davacı, 6183 sayılı yasa uyarınca yapılan takibin iptali ile, ödeme emrinde belirtilen miktarda idari para cezası ve gecikme zammı borcu olmadığının tesbitini istediğine göre; uyuşmazlığın belirgin bir biçimde 506 sayılı Yasanın 80. maddesinden kaynaklandığı açık-seçiktir. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemesi olmayıp, alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesi olduğu ortadadır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde esastan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davacının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 03.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.