Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal
Hüküm : TCK"nın 134/1-1, 134/1-2, 53/1-2-3. maddeleri gereğince mahkumiyet

Görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ..."ın kardeşi tarafından 28.04.2014 tarihinde kafasına demirle vurulmasından dolayı tekerlekli sandalyeye mahkum olacak şekilde vücut fonksiyonlarını yitiren ve konuşma yeteneğini de kaybeden mağdur ..."ın, 06.05.2015 tarihinde, babası olan şikayetçi ... ve kardeşi olan tanık... tarafından kontrol amacıyla götürüldüğü hastaneden tekerlekli sandalye ile çıkarıldığı esnada, mağdur ..."ın rızası dışında fotoğraflarını çektiği ve durumun fark edilmesi üzerine sanık ..."ın yakalandığı iddia ve kabulüne konu olayda;
Sanığa isnat edilen ve sübutu kabul edilen TCK"nın 134/1. madde ve fıkrasındaki görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun, aynı kanunun 139/1. madde ve fıkrası gereğince soruşturulmasının ve kovuşturulmasının şikayete tabi olduğu, sezgin küçüklerin kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarını kullanmada 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 13 ve 16. maddeleri ile 15.04.1942 gün ve 14/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının, CMK"nın 234. maddesi hükmü de nazara alınmak suretiyle küçüğün haklarını koruyucu şekilde yorumlanması gerektiği, kayden 03.10.1999 doğumlu olup, suç tarihi itibariyle 15 yaşını tamamlamış olan mağdurun yaşı itibariyle kendi adına müstakilen şikayet hakkını kullanma olanağının bulunduğu gözetilerek, mağdurun, annesi ve vekil hazır edilip, yasal hakları hatırlatılarak, kolluk görevlilerince ifadesinin alındığı 28.10.2015 tarihinde, şuurunun yerinde olup olmadığı ve şikayet hakkını kullanmaya engel olacak düzeyde fiziksel rahatsızlığının bulunup bulunmadığı, mağdura ait tıbbi belgeler temin edilip belirlendikten ve mağdurun vesayet altına alınıp alınmadığı tespit edildikten sonra, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, kovuşturmada şikayet koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği hususu açıklığa kavuşturulmaksızın, mağdurun babası olan ...in yatalak olan oğlu adına şikayetçi olduğuna dair soruşturma evresindeki 06.05.2015 tarihli ve duruşmanın 24.02.2016 tarihli 1. oturumundaki ifadeleri ile baro tarafından görevlendirilen mağdur vekilinin duruşmada alınan beyanları yeterli görülüp, yargılamaya devamla yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 19.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.