20. Hukuk Dairesi 2016/7228 E. , 2016/6252 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 16.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 26.05.2015 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ... ve arkadaşları vekili Av. ... ile diğer taraftan Hazine vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;
K A R A R
Davacılar vekili 19.02.2013 hâkim havale tarihli dilekçe ile, Hamdiye Avniye Hanım adına tapu siciline kayıtlı ... köyü cilt 7, sayfa 60, sıra no 32/704, 9 Teşrinisani 1930 tarihli 1000 dönüm yüzölçümlü tapu kaydının, mirasen intikal ve taksimen olmak üzere vekil edenler murisi ..."a intikal ettiği ve 1978 yılında ölümü ile mirasçıları olan vekil edenlere kaldığı, 1985 yılında yapılan genel arazi kadastro çalışmasında 1045 parsel sayısında 38 hektar 6000 m² yüzölçümü ile revizyon görerek vekil edenler adına tespit edildiği, tapu kaydının sabit sınırı olmasına rağmen 614 dönümlük miktarının tesbit dışı bırakılmak suretiyle mülkiyet haklarının ihlal edildiği, vekil edenler adına tespit gören ... köyü 1045 parsel sayılı taşınmazın da, Kadastro Mahkemesinin 04.10.1991 gün 1989/110-31 sayılı kararı ile orman olduğu gerekçesiyle iptal edilerek Hazine adına tescil edilmesi suretiyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasıyla vekil edenlerinin zararlarının 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi gereğince tazminini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, zamanaşımı ve 3402 sayılı Kanunun 12. maddesi uyarınca hak düşürücü sürelerin dolduğu savunmasıyla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır.
Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıklanarak davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı, kadastro sırasında yapılan sınırlandırma ve tespite itiraz etmeyip kadastrodan önce hak sahibi olunan tapu kaydının yüzölçümünün kadastro sırasında eksik uygulanması ve revizyon gördüğü parselin ise tespitinin kadastro mahkemesince iptal edilmesi nedeniyle tapu sicilinin gerektiği gibi tutulmamasından kaynaklı tazminat talep ekmekte olup somut olayda anılan maddenin uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
Davalı Hazine cevap dilekçesiyle zamanaşımı def"inde bulunmuş olmasına rağmen kararın gerekçesinde bu konuda hiç bir tespit ve değerlendirme yapılmamıştır.
Zamanaşımı def"i, bir hakkın istenebilirliğini önlediği için mahkemece öncelikle davalının zamanaşımı def"i değerlendirilip yerinde görülmediği takdirde iddia ve savunma çerçevesinde işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın hak düşürücü süreden reddi doğru olmayıp kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100,00.-TL vekâlet ücretinin davalı Hazineden alınarak davacılara verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK"nın 297/1-ç ve aynı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/06/2016 günü oy birliği ile karar verildi.