23. Hukuk Dairesi 2017/2900 E. , 2020/3831 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
İLK DERECEMAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde taraflar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, davalı iflas idaresinin müflis şirketin çalışmasını temin etmek amacı ile masa mallarının tedarikçisi sıfatıyla müvekkili ile anlaştığını, müvekkil şirketin iflas idare memurlarının çalışmakta olduğu fabrikaya mal verdiğini, iflas idaresine yapılan tüm tedarik çalışmalara ve gönderilen mallara istinaden kesilen faturalardan bir kısmının davalı tarafça ödenmemesi üzerine bakiye 898.819,61 TL alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin haksız itiraz neticesinde durduğunu, iflas idare memurlarının yaptığı kanunsuz işlemleri nedeni ile yargılandıklarını, müvekkil şirketin alacağının masa alacağı olup, masa varlığından öncelikli olarak ödenmesi zorunlu alacaklar olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %40 tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takipte borçlu olarak iflas idare memurlarının da gösterildiğini, iflas idare memurlarının şahsına karşı müflis borcundan dolayı takip yapılamayacağını, davanın öncelikle husumet yokluğundan usul bakımından reddini istemiş, takip alacaklısı davacı firma ile müflis firma arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmadığını, sorumluluğun dava dışı.... Ecza Deposu Ltd.Şti. üzerinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; itirazın kısmen iptali ile takibin 777.819,61 TL asıl alacak üzerinden devamına, takipten önce temerrüt ispatlanamadığından işlemiş faiz isteminin reddine, takipten itibaren asıl alacağa avans faizi yürütülmesine, alacak likit olduğundan, alacağın % 40"ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline dair verilen kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine İstanbul BAM 17.Hukuk Dairesince ticari faaliyetin devamından doğan bu alacağın davacı bakımından iflasın açılmasından sonra doğan adi alacak niteliğinde olduğu ve iflas alacağı rejimine tabi tutulamayacağı, temerrüt ispatlanamadığından faiz talebinin reddi yönündeki ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik olmadığından davacı tarafın istinaf taleplerinin reddine, davacı şirkete karşı İstanbul Anadolu 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açtıkları menfi tespit davasının halen devam ettiğini ve bekletici mesele
yapılması gerektiğini ileri sürerek fiyatların şişirildiği iddiasını istinaf sebebi yapan davalının ticari faaliyete devam etme kararı aldığına göre basiretli bir tacir gibi hareket etmek zorunda olduğu, bunun aksine davranıştan doğan zararları her zaman sorumlulardan rücu imkanı bulunduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı süresinde taraf vekillerince temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi kararına ilişkin taraf vekillerinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğininde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 25.11.2020 tarihinde kesin olarak oy birliği ile karar verildi.