Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2018/680
Karar No: 2020/842
Karar Tarihi: 04.11.2020

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/680 Esas 2020/842 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2018/680 E.  ,  2020/842 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    1. Taraflar arasındaki “rücuen tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Gebze 2. İş Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalılar...San. ve Tic. A.Ş. ile ... Çelik Endüstrisi ve Tic. A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davalı şirketler vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı ... (SGK/Kurum) vekili 30.04.2012 havale tarihli dava dilekçesinde; Kurum sigortalısı ...’ın 10.04.2009 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle vefat ettiğini, hak sahiplerine toplam 189.709,48TL peşin sermaye değerli gelir bağlandığını, olayın meydana gelmesinde davalı ... Çelik End. ve Tic. A.Ş.’nin kusurlu olduğunu, vefat eden sigortalının hak sahipleri tarafından Gebze 2. İş Mahkemesinin 2009/453 esas sayısı ile tazminat davası açıldığını, kusur ve miktar yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı tuttuklarını ileri sürerek, şimdilik 18.970,94TL alacağın gelirlerin onay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı şirketten tahsilini talep etmiştir.
    5. Davacı Kurum vekili Gebze 1. İş Mahkemesinin 2012/656 esas sırasına kaydedilen 24.12.2012 tarihli dava dilekçesinde; Gebze 2. İş Mahkemesinin 2012/207 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalı...Çelik San. ve Tic. A.Ş’nin de kusurlu olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 18.970,94TL’nin davalı şirketlerden müteselsilen tahsilini ve davanın Gebze 2. İş Mahkemesinin 2012/207 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir.
    6. Gebze 1. İş Mahkemesince dava 24.12.2012 tarihinde eldeki dava ile birleştirilmiştir.
    7. Davacı Kurum vekili 09.09.2013 havale tarihli dilekçesi ile dava değerini toplam 155.330,67TL’ye çıkarmıştır.

    Davalı Cevabı:
    8. Davalı ... Çelik End. ve Tic. A.Ş. vekili 18.05.2012 tarihli cevap dilekçesinde; işyeri mali mesuliyet sigortası kapsamında davanın sigorta şirketine ihbarını talep ettiklerini, belirsiz alacak davası açılamayacağını, öte yandan sigortalının geçirdiği iş kazasının tamamen kendi kusurundan kaynaklandığını, hak sahipleri tarafından Gebze 2. İş Mahkemesinde açılan tazminat davasında kesinleşen kusur durumuna göre müteveffa sigortalının %40, müvekkili şirketin %15 oranında kusurlu olduğunu, ayrıca Kurum zararının sözü edilen tazminat dosyasındaki kesinleşen maddi zararı geçemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
    9. Birleşen davanın davalısı...Çelik San. ve Tic. A.Ş vekili cevap dilekçesi vermemiş, yargılama aşamasında davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    10. Davanın ihbar edildiği Ray Sigorta A.Ş. vekili 31.10.2012 havale tarihli dilekçesinde; dava dışı zarar gören hak sahiplerinin istemi üzerine Gebze 2. İş Mahkemesinin 16.12.2010 tarihli ve 2009/453 E.- 2010/827 K. sayılı kararı gereği tazminat karşılığı teminatın tamamının sigortalı hesabına 20.04.2011 tarihinde ödendiğini belirmiştir.
    Mahkeme Kararı:
    11. Gebze 2. İş Mahkemesinin 03.10.2013 tarihli ve 2012/207 E., 2013/577 K. sayılı kararında; davalı ... Çelik End. Tic. A.Ş’ye ait işyerinde diğer davalı şirket işçisi olarak çalışan sigortalı ...’ın 10.04.2009 tarihinde hayatını kaybettiği kazada, 24.10.2012 ve 01.04.2013 tarihli birbirini teyit eden bilirkişi kurulu raporlarına göre davalılardan...San. Tic. A.Ş’nin %45, ... Çelik End. San. ve Tic. A.Ş’nin %40, sigortalının ise %15 oranında kusurlu oldukları, Kurumun toplam 189.709,48TL zararından 5510 Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanun’un 21. maddesi uyarınca 26.08.2013 tarihli hesap raporuna göre 155.330,67TL’yi rücu edebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne ve 155.330,67TL’nin gelirlerin onay, masraf ve ödemelerin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    12. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararını süresi içinde davalılar vekili temyiz etmiştir.
    13. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 07.03.2016 tarihli ve 2015/18531 E.-2016/2559 K. sayılı kararı ile, “…Davanın yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 21. maddesi olup, anılan madde ile “iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiştir.
    Somut olayda; 10.04.2009 tarihinde ... Çelik End. ve Tic. A.Ş taşaronu...San A.Ş işyeri işçilerinden ... vinç operatörü olarak çalışırken, vinçten inmek isterken dengesini kaybedip düşmesi neticesinde vefat ettiği, hükme esas alınan kusur raporlarında davalı işveren ... Çelik Tic. A.Ş %40, davalı...San A.Ş %45, kazalı sigortalı ..."a %15 kusur verildiği, kesinleşen tazminat dosyasındaki kusur raporunda ise, davalı işveren ... Çelik Tic. A.Ş %15, davalı...San A.Ş %45, kazalı sigortalı ..."a %40 kusur verildiği anlaşılmıştır.
    Sigortalı hak sahiplerinin açtığı tazminat dosyasında verilen karar, rücuan tazminat davalarında kesin hüküm teşkil etmeyip, o dosyada alınan kusur raporu da eldeki davada kesin delil teşkil etmez ise de, 21. Hukuk Dairesi"nin onaması ile kesinleşen tazminat kararı ve o dosyada alınan bilirkişi raporu güçlü delil teşkil edeceğinden, Mahkemece, her iki dosyadaki kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
    Mahkemece, dava konusu iş kazasında; iş kazasının gerçekleştiği iş kolu ile, işçi sağlığı ve işgüvenliği alanında uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan, 21. Hukuk Dairesi"nin onaması ile kesinleşen tazminat dosyasındaki bilirkişi raporuda dikkate alınarak, mevzuat uyarınca hangi önlemlerin alınması gerektiği, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığı ve alınmış önlemlere sigortalının uyup uymadığı yönlerinin yargısal denetime elverir biçimde irdelenip, çelişkiden uzak kusur raporu alınarak karar verilmesi gerekir.
    O hâlde, davalılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmalıdır…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    14. Gebze 2. İş Mahkemesinin 21.07.2016 tarihli ve 2016/563 E.- 2016/928 K. sayılı kararı ile; hak sahibi dosyasında alınan rapordaki kusur dağılımı ile bu dosyada alınan 24.10.2012 tarihli bilirkişi kurulu raporunda belirtilen kusur dağılımı arasındaki çelişkinin bozma öncesi alınan 01.04.2013 tarihli rapor ile giderildiği belirtilerek önceki kararda direnilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    15. Direnme kararı süresi içinde davalı şirketler vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    16. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; vefat eden sigortalının hak sahipleri tarafından açılan ve temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen tazminat dosyasında alınan ve güçlü delil olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmayan bilirkişi raporu ile eldeki davada alınan bilirkişi raporu arasında kusur dağılımı yönünden mevcut çelişkinin 01.04.2013 tarihli bilirkişi raporu ile giderilip giderilmediği; burada varılacak sonuca göre yeniden bilirkişi raporu alınması gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    17. İş kazası nedeniyle açılan rücuen tazminat davasının yasal dayanağı olan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun (5510 sayılı Kanun) 21. maddesinde; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” hükmü bulunmaktadır.
    18. İşveren, gözetme borcu gereği, çalıştırdığı işçileri, iş yerinde meydana gelen tehlikelerden korumak, onların yaşam, bedensel ve ruhsal sağlık bütünlüklerini korumak için iş yerinde teknik ve tıbbi önlemler dâhil olmak üzere bilimsel ve teknolojik gelişmelerin gerekli kıldığı tüm önlemleri almak zorundadır.
    19. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının (Anayasa) 17. maddesinde, “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz.” hükmü getirilerek yaşama hakkı güvence altına alınmış, bu yasal güvencenin yaşama geçirilmesinde İş ve Sosyal Güvenlik Mevzuatında da işçilerin korunması, işin düzenlenmesi, iş güvenliği, sosyal düzen ve adaletin sağlanması düşüncesi ile koruyucu bir takım hükümler getirilmiştir.
    20. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun (818 sayılı Kanun) 332. maddesinde “İş sahibi, aktin özel halleri ve işin mahiyeti noktasından hakkaniyet dairesinde kendisinden istenilebileceği derecede çalışmak dolayısıyla maruz kaldığı tehlikelere karşı icabeden tedbirleri ittihaza ve münasip ve sıhhi çalışma mahalleri ile, işçi birlikte ikamet etmekte ise sıhhi yatacak bir yer tedarikine mecburdur.
    İş sahibinin yukarıdaki fıkra hükmüne aykırı hareketi neticesinde işçinin ölmesi hâlinde onun yardımından mahrum kalanların bu yüzden uğradıkları zararlara karşı isteyebilecekleri tazminat dahi akde aykırı hareketten doğan tazminat davaları hakkındaki hükümlere tabi olur.” düzenlemesi mevcuttur.
    21. Kanun koyucu 818 sayılı Kanun"un 332. maddesinin karşılığını 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun (6098 sayılı Kanun/TBK) 417. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlemiştir.
    22. Anılan fıkrada, “İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli olan her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür.” hükmü yer almaktadır.
    23. Bu düzenlemede, işverenin, işçinin yaşam, sağlık ve bedensel bütünlüğünü korumak için gerekli önlemleri alma yükümlülüğü öngörülmektedir. Burada işverenin özellikle iş kazalarına karşı gerekli önlemleri alma yükümlülüğü söz konusudur. Buna göre işveren, hizmet ilişkisinin ve yapılan işin niteliği göz önünde tutulduğunda, hakkaniyet gereği kendisinden beklenen, deneyimlerin zorunlu kıldığı, teknik açıdan uygulanabilir ve iş yerinin özelliklerine uygun olan önlemleri almakla yükümlüdür.
    24. Aynı maddelere paralel olarak, yine kaza tarihinde yürürlükte olan 4857 sayılı İş Kanunu"nun “İşverenlerin ve İşçilerin Yükümlülükleri” kenar başlıklı 77. maddesinin birinci fıkrasında da benzer bir düzenlemeye yer verilmiştir. Bu fıkraya göre, “İşverenler iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler.”
    25. Bundan başka işveren, mevzuatta öngörülmemiş olsa dahi bilimsel ve teknolojik gelişmelerin gerekli kıldığı iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almak zorundadır. Bilim, teknik ve örgütlenme düşüncesi yönünden alınabilme olanağı bulunan, yapılacak gider ve emek ne olursa olsun bilimin, tekniğin ve örgütlenme düşüncesinin en yeni verileri göz önünde tutulduğunda işçi sakatlanmayacak, hastalanmayacak ve ölmeyecek ya da bu kötü sonuçlar daha da azalacaksa her önlem işverenin koruma önlemi alma borcu içine girer.
    26. Bu önlemler konusunda işveren iş yerini yeni açması nedeniyle tecrübesizliğini, bilimsel ve teknik gelişmeler yönünden bilgisizliğini, ekonomik durumunun zayıflığını, benzer iş yerlerinde bu iş güvenliği önlemlerinin alınmadığını savunarak sorumluluktan kurtulamaz. Gerçekten, çalışma hayatında süregelen kötü alışkanlık ve geleneklerin varlığı işverenin önlem alma borcunu etkilemez. İşverenlerce, iş güvenliği açısından yaşamsal önem taşıyan araç ve gereçlerin işçiler tarafından kullanılması sağlandığında, kaza olasılığının tamamen ortadan kalkabileceği de tartışmasız bir gerçektir. Bu açıklamalara göre, iş kazasının oluşumuna etki eden kusur oranlarının saptanmasına yönelik olarak yapılan incelemede, ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
    27. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece sigortalının ölümü ile sonuçlanan iş kazasında kusur durumunu belirlemek için alınan 24.10.2012 tarihli raporda davalı ... Çelik End. ve Tic. A.Ş’nin %40, davalı...Çelik San. ve Tic. A.Ş’nin %45 ve sigortalının %15 oranında kusurlu oldukları belirtilmiş; bu rapor ile dava dışı hak sahipleri tarafından davalı ... Çelik End. ve Tic. A.Ş’ye karşı açılan, temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen tazminat dosyasında alınan, güçlü delil teşkil ettiği konusunda uyuşmazlık bulunmayan ve sigortalının %40, davalı ... Çelik End. ve Tic. A.Ş’nin %15, dava dışı...Çelik San. ve Tic. A.Ş’nin %45 oranında kusurlu olduklarının tespit edildiği bilirkişi raporu arasındaki kusur dağılımı yönünden ortaya çıkan çelişkinin giderilmesi amacıyla rapor alındığı, 01.04.2013 tarihli bu raporda 24.10.2012 tarihli rapordaki kusur dağılımına ilişkin görüşe iştirak edildiği yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
    28. Bu durumda mahkemece kusur dağılımına ilişkin çelişkinin giderilmesi için bilirkişi raporu alındığı, ancak 01.04.2013 tarihli bu raporun Özel Dairece incelenip değerlendirilmediği, direnme kararının bu nedenle yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.
    29. Hâl böyle olunca, çelişkiyi gidermek için alınan raporun incelenip değerlendirilmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.

    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Direnme uygun bulunduğundan kusur dağılımına ilişkin çelişkiyi gidermek için alınan raporun incelenip değerlendirilmesi ve davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
    Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04.11.2020 tarihinde oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi