22. Hukuk Dairesi 2015/14401 E. , 2017/255 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin 26.08.2008-09.11.2012 tarihleri arasında davalı şirket bünyesinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, 27.09.2012 tarihinde davalı işverene yazılı başvuruda bulunarak özel nedenlerden dolayı işten ayrılmak istediğini belirttiğini ve 1475 Sayılı Yasasının 14.maddesinin 1. fıkrasına göre hak ettiği kıdem tazminatının tarafına ödenmesini talep ettiğini, davalı işverenin olumsuz cevap verdiğini ve davacının hak ettiği kıdem tazminatını ödemediğini, bunun üzerine...25. İcra Müdürlüğünün 2013/267 sayılı dosyası ile kıdem tazminatının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının 7 günlük süre içinde borcun tamamına ve ferilerine itiraz ettiğini, takibinin durduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek icra takibine yapılan itirazın iptaline ve %20 "den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının itirazın iptali davasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının başka bir işyerinde çalışmak için istifa ettiğini, bu durumda da kıdem tazminata hak kazanamayacağını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının kıdem tazminatına hak kazandığı belirtilerek bilirkişi hesaplaması doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, alacak likit olduğundan %20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Taraflar arasında icra inkar tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlık konusudur.
İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının Kanunda gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilir. İcra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkar tazminatına hükmedilemez. Alacağın likit olması şartıyla itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söz konusu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir.
Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez.
Şayet alacak tartışmalı ve yargılamayı gerektiriyorsa likit olduğundan söz edilemez. Somut olayda, davacının 15 yıl sigortalılık ve 3600 pirim ödeme gün sayısının bulunduğuna ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu yazısını işverene sunmaması nedeniyle işverenin tereddüte düştüğü, davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığının taraflar arasında ihtilaflı olduğu anlaşılmakta olup, alacak likit değildir. Bu itibarla davacının icra inkar tazminatı talebinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.01.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.