9. Hukuk Dairesi 2021/838 E. , 2021/4863 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı bankada ticari portföy yöneticisi olarak çalışmakta iken 14/12/2012 tarihinde çalışma koşulları nedeni ile haklı nedenle işten ayrıldığını, haftalık çalışma süresi 5 gün ve 40 saat olarak belirlendiğini, 09:00-18.00 saatleri arası normal mesai iken 08.30-20.30-22.00 saatleri arası öğlen tatillerini kullanmadan çalıştığını, cumartesi-pazar çalışmak zorunda kaldığını, çalışanların istifaya zorlandığını, mobbing uygulamaları olduğunu, çalışanların şubenin kapalı olduğu saatlerde gün içinde yapılan satışlara yönelik belge akış, onay, arşivleme ve sisteme ekleme gibi işlemelerin yapılması zorunluluğu olduğunu, işyeri ücret politikası, çalışma şartları vb. konularda Çalışma Bakanlığının 2011 yılından itibaren denetim başlattığını ve cezalar tahakkuk ettirildiğini, davalı bankanın 10 Ocak-10 Nisan-10 Temmuz ve 10 Ekim tarihlerinde 4 maaş ikramiye ödemesi yaptığını, ancak 01 Ekim-14 Ekim 2012 arası çalışmaya tekabül eden ikramiyenin ödenmediğini, 6 aylık çalışmalar için Ekim ve sonraki yıl Nisan ayında olmak üzere eva prim ödemesi yapıldığını ancak davacıya Ekim 2012 sonrası çalışma ve kıstelyevm gereği ödeme yapılmadığını, çalışma günleri olmayan cumartesi-pazar günlerinin izin gününe katılmaması gerektiğini iddia ederek; fazla çalışma, hafta tatili, kıdem tazminatı, ikramiye, prim, yıllık izin ücreti nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 24/04/2006-14/12/2012 tarihleri arasında çalıştığını, herhangi bir sebep belirtmeden davacının kendi isteği ile istifa ettiğini, davacının uzun saatler çalışma yapmadığını, haklı olarak iş sözleşmesini feshettiğine yönelik sebeplerin gerçek olmadığını, davacının iş sözleşmesini sona erdirmesinin asıl sebebinin başka bir bankada işe başlaması olduğunu, fazla mesai taleplerine yönelik zamanaşımı def"inde bulunduklarını, davacının 21/06/2012 tarihinde doğum iznine ayrılmakla yıllık izin-süt izni kullanımı ile 05/12/2012 tarihinde işe döndüğünü, davacının çalışması olmamakla birlikte 10/10/2012 tarihinde eva prim ödemesini aldığını, davacının talep dönemine yönelik sadece yedi gün çalıştığını, prim hak edişi bulunmadığını, bu primin yönerge gereği belli kriterlere göre ödendiğini, istifa edenlere prim ödemesi yapılmayacağının kararlaştırıldığını, davacının 96 gün izin kullandığını, izin hakkı bulunmadığını, davacıya kıstelyevm esasına göre ikramiye alacağının ödendiğini, diğer taleplerinin haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Bozma İlamı ve Mahkeme Kararının Özeti:
Yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararı taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi"nin 12.11.2019 tarih, 2016/22049 esas ve 2019/20876 karar sayılı ilamı ile; "1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ve hafta tatili günlerinde çalışıp çalışmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş-çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Aynı ispat kuralları hafta tatili ücret alacağı için de geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta, dosya içerisinde 01.04.2011-14.12.2012 tarihleri arasına ait bilgisayar açılış kapanış kaydı olduğu belirtilen çizelgeler bulunmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tanık beyanlarına göre bir hafta haftalık 4.5 saat,üç hafta haftalık 10 saat fazla mesai yaptığını, buna göre aylık 34,5 saat fazla mesaisinin bulunduğunu, fazla mesainin ücrete dahil olması nedeniyle aylık 22,5 saatin düşümü ile aylık 12 saat üzerinden fazla mesai alacağı hesaplanmıştır.
Öncelikle her iki taraf da işyeri kayıtlarına delil olarak dayandığından, gerekirse işyeri kayıtları üzerinde konusunda uzman bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi de verilerek, davacıya ait bilgisayar açılış kapanış sistem kayıtları (log kayıtları) ve davacının cumartesi çalışmalarına ait emniyet müdürlüğü kayıtları, banka içi talimat niteliği taşıyan ve cumartesi çalışılmasına dair kayıtlar ile banka güvenlik defteri kronolojik sıralı olarak temin edilmeli, bundan sonra inceleme yapmaya elverişli kayıtların varlığı halinde kayıt sunulan dönem için kayıtlara göre, kayıt sunulmayan dönem için ise tanık beyanlarına göre ancak her hafta için ayrı ayrı denetime elverişli olacak şekilde hazırlanacak rapor ile davacının fazla çalışması ve hafta tatili çalışması olup olmadığı belirlenmelidir. Mahkemece eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir." gerekçesi ile bozulmuş olup, Mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Öncelikle belirtmek gerekir ki, karar kendi içinde çelişkiler içermektedir. Mahkeme, gerekçesinde yıllık 270 saat, aylık 22,5 saatlik fazla çalışmanın ücrete dahil olduğunu belirterek hesaplanan aylık fazla mesai saatlerinden ücrete dahil olan aylık 22,5 saatin düşülmesi ile aylık 12 saat fazla mesai yaptığının kabulü ile hesaplama yapıldığını, Çalışma Sosyal Güvenik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu raporunda yıllık 270 saat fazla mesainin ödenen temel ücrete dahil olduğuna ilişkin sözleşmenin geçerli olmadığına yönelik tesbitinin yerinde olmadığını, iş sözleşmesindeki bu düzenlemenin İş Kanununa ve Yargıtay içtihatlarına uygun olduğunu, davacının iddialarına itibar edilmediğini belirtmiş, ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda yıllık 270 saat fazla mesainin hesaplanan fazla mesaiden düşülmediği görülmüştür.
Gerekçede fazla sürelerle çalışma alacağı talebinin yerinde olmadığı belirtilerek hükümde fazla sürelerle çalışma talebinin reddine karar verilmiş ise de bilirkişi tarafından hesaplanan ve mahkemece kabul edilen fazla mesai alacağının fazla mesai ve fazla sürelerle çalışma toplamını yansıttığı anlaşılmıştır.
Yine gerekçede haftalık çalışmanın 40 saat olduğuna yönelik hem iş sözleşmesinde hem de işyeri personel yönetmeliği gibi bir belgede bu yönde bir hüküm bulunmadığı belirtilmiş ancak birkaç paragraf sonra haftalık çalışmanın 40 saat olduğunun kabul edildiği yazılmıştır. Bu şekilde gerekçe kendi içerisinde çelişkili olduğu gibi gerekçeli karar ile hüküm arasında da çelişki meydana gelmiştir. Mahkemece tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilmek ve Yargıtay denetimine elverişli ve infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde gerekçeli bir karar verilmesi gereklidir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
3-Mahkemece bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Mahkeme kararı, öncelikle her iki taraf da işyeri kayıtlarına delil olarak dayandığından, gerekirse işyeri kayıtları üzerinde konusunda uzman bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi de verilerek, davacıya ait bilgisayar açılış kapanış sistem kayıtları (log kayıtları) ve davacının cumartesi çalışmalarına ait emniyet müdürlüğü kayıtları, banka içi talimat niteliği taşıyan ve cumartesi çalışılmasına dair kayıtlar ile banka güvenlik defteri kronolojik sıralı olarak temin edilmesi ardından, kayıt sunulan dönem için kayıtlara göre, kayıt sunulmayan dönem için ise tanık beyanlarına göre ancak her hafta için ayrı ayrı denetime elverişli olacak şekilde rapor alınması gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Ancak mahkemece bu kayıtlar getirtilmeden dosya bilirkişiye verilmiş, dosyada bulunan ve bozma öncesi değerlendirilmiş olan kayıtlar yeniden değerlendirilmek suretiyle tanzim edilen rapor dosya arasına alınmıştır. Bu şekilde yapılan hesaplama ve bu hesabın hükme esas alınması da hatalı olmuştur. Bu durumda bozma kararında belirtildiği şekilde gerekirse işyeri kayıtları üzerinde konusunda uzman bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi de verilerek, davacıya ait bilgisayar açılış kapanış sistem kayıtları (log kayıtları) ve davacının cumartesi çalışmalarına ait emniyet müdürlüğü kayıtları, banka içi talimat niteliği taşıyan ve cumartesi çalışılmasına dair kayıtlar ile banka güvenlik defteri kronolojik sıralı olarak temin edilmeli, kayıt bulunan dönem için bu kayıtlara göre bulunmayan dönem için ise tanık beyanlarına göre davacı talepleri yönünden hesap yapılmalı, ayrıca iş sözleşmesinde haftalık çalışma saatinin 40 saat olduğuna dair hüküm bulunmadığı dikkate alınarak haftalık 45 saat üzerinden ve iş sözleşmesinde fazla mesai ücretinin ücrete dahil olduğuna dair hükme geçerlilik tanınarak fazla mesai hesaplanmalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.