Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/86
Karar No: 2017/381

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/86 Esas 2017/381 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/86 E.  ,  2017/381 K.

    "İçtihat Metni"


    Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza

    Nitelikli yağma suçundan sanık ..."nün beraatine ilişkin Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 28.11.2006 gün ve 361-624 sayılı hükmün, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 15.04.2013 gün ve 14367-7996 sayı ile;
    "...Yakınanın hazırlık aşamasında 25.11.2005 tarihinde verdiği beyanında; 10.30 sıralarında cadde üzerinde bulunan simitçiden 75 kuruşa simit aldığını, parasının üstü olan 25 kuruşun elinde bulunduğunu, bu sırada sanık ve ...."ın caddenin köşesinde beklediklerini, sanığın küfür ederek gel lan buraya dediğini, yanlarına gittiğinde sanığın 1 TL versene dediğini, parasının olmadığını söylediğini, bunun üzerine ...."ın küfür ederek elinde bulunan 25 kuruşu aldığını bildirmiş olması, kovuşturma aşamasında yakınanın hazırlık aşamasında bildirdiği adresinden kendisine ulaşılamaması nedeniyle dinlenemediğinin anlaşılması karşısında; öncelikle yakınanın adresinin araştırılarak beyanının tespiti ve yaşının 18"den küçük olması nedeniyle soruşturması ayrı yürütülen sanık ... hakkındaki dava dosyası ile bu dosyanın, delillerinin bir bütün halinde değerlendirilmesi için olanaklı ise birleştirilmesi, olanaklı değil ise dava dosyası getirtilip incelenip, gerektiğinde beyanına da başvurularak kanıtların bir bütün halinde değerlendirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken; eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması..." isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 12.11.2013 gün ve 174-352 sayı ile;
    "...Mahkememizce bozma ilamı üzerine yapılan değerlendirmede mahkememiz kararı yasa ve usule uygun bulunmuş ve mahkememiz kararında direnilmiş, her ne kadar bozma ilamında şikâyetçinin yeniden dinlenilmesi ve birleştirme kararı verilip verilmeyeceğinin araştırılması için mahkememiz kararı bozulmuş ise de, şikâyetçi ..."ın soruşturma evresinde sıcağı sıcağına aldırılan beyanında sanıkların kendisine hiç bir şekilde şiddet kullanmadıklarını, Davutpaşa Caddesi üzerinde yürüdüğü sırada köşede durmakta olan sanıklardan ..."in kendisini sinkaf ederek çağırdığını ve bir lira istediğini, olmadığını söylemesi üzerine, yanında duran sanık ..."in kendisine küfrederek elinde bulunan 25 kuruşunu aldığını anlatmış, mağdurun sıcağı sıcağına aldırılan beyanı henüz olayın olmasının hemen akabinde alınmış olması ve anlatımın hayatın olağan akışına uygun olması nedeniyle inandırıcı bulunmuş, hayatın olağan akışına uygun bulunan bu anlatımın sanıkların anlatımları ile de uyum göstermesi karşısında ve mağdurun bulunup yeniden ifadesinin alınması halinde beyanının tam aksini beyan etmiş olması halinde dahi mahkememizde sıcağı sıcağına oluşan beyana itibar etmek noktasındaki kabulden vazgeçilemeyeceği hususunda kanaatin oluşması karşısında; mağdurun yeniden dinlenmesinde hukuki fayda görülmemiş ve bu konudaki bozma ilamı hukuka uygun görülmemiş ve mahkememizce bu beyana itibar olunarak bu beyan gereğince mahkememizce sanık ..."in üzerine atılı yağma suçunun işlendiğine yeterli delillerin bulunmadığı ve kastın da oluşmadığı değerlendirilmiş,
    Kabul mağdurun soruşturma evresinde anlattığı üzere yapıldığından S.S.Ç. ..."in olay zamanı mağdurun elinden 25 kuruş parasını almış olması nedeniyle bu sanığın eyleminin suç oluşturacağı hususunda tereddüt yok ise de, olay zamanı sanıkların caddenin köşesinde dikildikleri ve lafladıkları, yoldan geçenleri yağmalamak hususunda önceden alınmış fikir ve eylem birliği içerisinde olduklarını gösterir bir kararın varlığına dair hiç bir delilin elde edilememiş olduğu, TCK"nun 37/1. maddesinin uygulanabilmesi için asli maddi faillerin önceden bir suç işleme hususunda birlikte işleyen sıfatını kazanacak şekilde eylem ve fikir birliği içerisine girdiklerine dair kararının bulunması gerektiği, oysa somut olayda cadde köşesinde dikilen sanık ve ssç.nin yanlarından mağdur geçmekte iken ani bir kararla sanık ..."in diğer ssç.den habersiz, mağduru küfürle yanına çağırdığı ve ondan bir lira para istediği, mağdurun parası olmadığını söylemesi üzerine de eylemini sonlandırdığı, esasen günlük hayatta dilencilerin, tinercilerin, bağımlıların bu yöndeki davranışlarına sıkça rastlandığı, kişilerin yanına yaklaşan bu neviden kişilerin üç beş kuruş isteyip aldıklarında teşekkür ettikleri, alamadıklarında ise çoğu zaman küfrettikleri ve ama her halükârda eylemlerini daha ileriye vardırmadan neticelendirdikleri, somut olayda da mağdurdan para alamayan sanık ..."in eylemini noktaladığı, diğer SSÇ. ..."in bu aşamadan sonra sanık ..."in eylemini nihayetlendirmesinden sonra olaya dahil olduğu ve mağdurun elinden 25 kuruşu aldığı, bu eylemi gerçekleştirirken mağdura şiddet göstermediği, iş bu duruma göre bu ssç.nin eylemini yağma suçu değil ancak nitelikli hırsızlık olarak kabul etmek gerektiği, iş bu noktada tartışılması gereken hususun sanık ..."in, SSÇ. ..."in hırsızlık eylemine iştirak edip etmediği noktasında olduğu, zikrolunduğu üzere iştirak halinin kabulu için birlikte işleme hususunda eylem ve fikir birliğine dair kararın bulunması gerektiği, somut olayda bu kararın varlığından bahsolunamayacağı, zira sanık ile ssç.nin mağdurun elinden 25 kuruşunu hırsızlamak hususunda kesinlikle iştirak iradelerinin olamayacağı, zira olayın bir dakikayı bulmayan kısa bir zaman diliminde tamamen spontane olarak geliştiği, sanık ..."in tesadüfen oradan geçmekte olan mağduru gördüğünde ani bir kararla yanına çağırıp para istediği, vermemesi üzerine de eylemini noktalandırdığı, ancak SSÇ. ..."in sanık ..."ten bağımsız olarak olaya dahil olup şiddet göstermeksizin parasını aldığı, bu şekilde gelişen olayda sanık ..."in SSÇ. ..."in eylemine katıldığını kabule yasal imkan olamayacağı, zira sanık ile ssç.nin birlikte eylem gerçekleştireceğine dair olay öncesinde hareketlerinin tesbit olunamadığı, örneğin ikisi birlikte yürüyüp mağdurun yanına gidip ortak bir davranış sergilemedikleri, ya da mağdur yanlarına geldiklerinde her ikisi tarafından parayı vermesi yönünde tehditlerinin olmadığı, bu duruma göre sanık ..."i, SSÇ. ... ile iştirak içerisinde olduğunu kabule yeterli delillerin bulunmadığını kabul etmek gerekmiş,
    Her ne kadar bozma ilamında her iki dava dosyasının birleştirilmesi yönünde de bozma yapılmış ise de, mağdurun sıcağı sıcağına alınmış ifadesindeki açıklık karşısında mahkememizde sanık ..."in üzerine atılı suçu işlediğine dair mahkûmiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delillerin elde edilemediği hususunda tam bir vicdani kanaat oluşmakla ve çocuk mahkemelerinin özel nitelikte yargılama imkanı veren mahkemeler olup, iş bu mahkemelerin yargılaması ssç için hakimlerin seçimi, uygulanacak usul hükümleri açısından özel güvence sağlaması nedeniyle ssç.yi özel güvenceli tabi mahkemesinden ayrı mahkemede yargılamakta hukuki fayda görülmediğinden birleştirme ve zikrolunan dosyayı araştırmada hukuki fayda görülmemiş" şeklindeki gerekçeyle, sanığın önceki hükümdeki gibi beraatine karar vermiştir.
    Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30.06.2015 gün ve 222520 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 gün ve 676-847 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 31.01.2017 gün ve 28-136 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle;
    a) Yerel mahkeme kararının eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı,
    b) Yeni hüküm niteliğinde olmadığının kabulü halinde, aleyhe olan bozma kararına karşı sanığın beyanı alınmadan direnme hükmü verilip verilemeyeceği,
    Hususlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
    a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
    b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
    c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
    d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçelerle veya sonradan yürürlüğe girip lehe hükümler içermekle uygulanması gereken yeni kanun normlarına dayanarak hüküm kurmak,
    Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Sanığın nitelikli yağma suçundan beraatine ilişkin ilk hükmün Özel Dairece, kovuşturma evresinde dinlenemeyen mağdurun beyanın alınması ve suç tarihi itibarıyla 18 yaşından küçük olması nedeniyle soruşturması ayrı yapılan ... hakkındaki dava ile bu davanın birleştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde söz konusu dava ile ilgili dosyanın getirilerek incelenmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasından sonra, yerel mahkemece mağdurun dinlenilebilmesi amacıyla çağrı kağıdı çıkarılmasına ve ... hakkındaki Bakırköy 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 5699-274 sayılı dava dosyanın incelenmek üzere getirilmesine karar verilip 12.11.2013 tarihli oturumda da; bahse konu dava dosyası incelenerek bozma gereğinin yerine getirilmeye çalışıldığı anlaşılmaktadır.
    Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı niteliğinde olmayıp eylemli uyma sonucu verilmiş yeni hüküm niteliğindedir. Bu yeni hükmün doğrudan Ceza Genel Kurulunca ele alınması mümkün olmadığından, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
    Yerel mahkeme kararının yeni hüküm niteliğinde olduğu kabul edildiğinden, aleyhe olan bozma kararına karşı sanığın beyanı alınmadan direnme hükmü verilip verilemeyeceği konusunda değerlendirme yapılmamıştır.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle,
    Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 12.11.2013 gün ve 174-352 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.10.2017 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi