
Esas No: 2017/3057
Karar No: 2020/3826
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/3057 Esas 2020/3826 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, borçluya ait taşınmazın satıldığını, düzenlenen sıra cetvelinde ihale bedelinin davalı ve kamu kurumları arasında garame yapıldığını, diğer dosyalara ödeme yapılmadığını, davalının alacağının muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalı için ayrılan paydan öncelikle müvekkilinin alacağının ödenmemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının haczinin düştüğünü, aktif dava ehliyeti bulunmadığını, alacağın gerçek olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı haczinin ayakta olduğu, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu, muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itirazda her zaman düzenlenmesi mümkün olan bononun tek başına alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı, alacağın varlığının yan delillerle ve özellikle ticari kayıtlarla da desteklenmesi gerektiği, davalı alacağının muvazaalı olmadığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı dosyasına ödenen 2.110.674,57 TL "den 1. 382.523,29 TL"nin davacıya ödenmesine sıra cetvelinin bu şekilde düzeltilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince; davacının takip konusu yapmış olduğu bononun keşide tarihinin davalı alacaklının takip konusu yapmış olduğu bononun keşide tarihinden daha önce olduğu, davalının alacağının dayanağı gösterilen protokole konu borcun davalı tarafından borçlulara hangi tarihte ve ne şekilde verildiğine dair belgelerin dava dosyasında ve eklerinde bulunmadığı, mahkemenin muvazaanın varlığına ilişkin kabulünün doğru olduğu, ancak gerekçesinin HMK 297. maddede düzenlenen yasal düzenlemeye aykırı şekilde oluşturulduğu ve hükmün kuruluş şeklinin kararın niteliğine uygun düşmediği, usul ekonomisi ilkesi gereği yanlış hususlar açıklanarak davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilerek, sıra cetveline itirazının kabulüne, sıra cetvelinde davalıya ayrılan payın aleyhe hüküm tesis edilemeyeceği kuralı gereğince, 1.382.523.29 TL"yi geçmemek kaydı ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi kararına ilişkin davalı vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğininde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 25.11.2020 tarihinde kesin olarak oy birliği ile karar verildi.