10. Hukuk Dairesi 2016/7899 E. , 2017/5083 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, mahrum kaldığı yaşlılık aylıklarının yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde davalı ... İnş. A.Ş yönünden husumetten reddine diğer davalı Kurum yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacılar ve davalı Kurum avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, 28.02.1996-02.08.2002 tarihleri arasında davalı ... İnş. A.Ş sürekli çalıştığı halde hizmetlerinin eksik bildirildiğini, bu sebeple hizmet tespiti davası açtığını davanın lehine sonuçlanıp kesinleştiğini, hizmetleri eksiksiz olarak bildirilmiş olsaydı 01.05.2005 tarihinde emekli olacağını, ancak hizmetlerinin eksik bildirilmesi sebebiyle 01.06.2009 tarihinde emekli olabildiğini, davalı işveren olan ... İnş. A.Ş"nin bildirimi yapmaması, Kurumunda denetim görevini yerine getirmemesi sebebiyle sorumlu olduğunu, 01.05.2005-01.06.2009 tarihleri arasında mahrum kalınan aylıklarının müştereken tahsilini talep ettiği, Mahkemece, yapılan yargılamada bilirkişi raporu doğrultusunda davalı ... İnş. A.Ş yönünden husumetten reddine diğer davalı Kurum yönünden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 1. maddesine göre mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. Anılan Kanunun 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartı olup, 115. maddesine göre Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
5510 sayılı Kanunun 101. maddesine göre, “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan
uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.” aynı şekilde 506 sayılı Kanunun 134. maddesinde ise, “Bu kanunun uygulanmasından doğan uzlaşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde ve davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür.” denilmektedir.
Dosya kapsamından, uyuşmazlığın, davalıların kusur sorumluluğuna dayalı mahrum kalınan aylıkların tazminat olarak davalılardan müşterek ve müteselsil tahsiline ilişkin olduğu, davada davacının talebinin yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkin olmadığı, davanın özü itibariyle haksız fiile ilişkin olup, 506 ve 5510 sayılı Kanunun uygulama yeri bulunmadığı gibi, uyuşmazlığın 5510 sayılı Kanunun uygulanmasından kaynaklandığını ortaya koyacak yasada başka bir hüküm de mevcut değildir. Aksine, davalıların kusur sorumluğundan kaynaklanan bu davanın yasal dayanağı Borçlar Kanununun maddeleri olduğu ve konunun haksız fiile ilişkin Borçlar Kanunu hükümlerini ilgilendirdiğinden, eylemlerin haksız fiile ilişkin olup olmadığı konularında, hukuki ve kanuni değerlendirilmeyi yapacak olan Mahkemenin genel görevli asliye hukuk mahkemeleri olduğunun kabulü zorunludur.
Mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacılar ve davalı Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacılara iadesine, 15.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.