11. Ceza Dairesi 2019/6301 E. , 2021/112 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenlemek
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yüklenen suçtan doğrudan doğruya zarar gören ve 30/06/2015 havale tarihli dilekçesi ile katılma talebinde bulunan, ancak katılma talebiyle ilgili herhangi bir karar verilmeyen şikayetçi vekilinin katılma talebinin CMK"nin 237/2. maddesi uyarınca kabulü ile yapılan incelemede;
Sanık hakkında 2009 takvim yılında sahte fatura düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın, şirket kurulduktan üç ay sonra hisselerini devrettiğini, kendisinin şirkette olduğu sürede hiçbir malzeme satışının yapılmadığını, kendi bilgisi dahilinde hiç fatura kesilmediğini, faturalarının büroda bulunduğunu, kendisinin fatura düzenleme işinden anlamadığını ve muhasebecilerinin ilgilendiğini savunması, dosyada mevcut limited şirket hisse devri sözleşmesine göre, sanığın hisselerini 03/12/2009 tarihinde ... isimli kişiye devrettiğinin anlaşılması, sanığın yetkilisi olduğu ... İnşaat .... Ltd. Şirketinin 16/09/2009 tarihinde mükellefiyet tesis ettirdiği ve mükellefiyet kaydını 31/12/2009 tarihinde terk ettiği ve mükellefin Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında KDV beyannamesi verdiği ve toplam 2.924.807,28 TL matrah beyan ettiğinin belirtilmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından;
1- Şirketin % 50 hissesine sahip diğer ortağı ... ile sanığın şirket hisselerini devrettiği ...’ın CMK’nin 48. maddesindeki çekinme hakkı hatırlatılarak tanık olarak dinlenmeleri, suça konu fatura asıllarından kanaat oluşturacak sayıda temin edilerek sanığa, ... ve ...’a gösterilerek kendileri tarafından düzenlenip düzenlenmediğinin sorulması, kendileri tarafından düzenlenmediğini söylemeleri halinde, faturalardaki yazı ve imzaların sanığın ve bu kişilerin eli ürünü olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
2- Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ve ismi geçen kişilere ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
a) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
b) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
c) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı ve ... ile ...’ı tanıyıp tanımadıkları ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması,
3- Kabule göre de;
a) Kovuşturmanın her aşamasında kamu davasına katılma hakkı bulunan şikayetçi kuruma duruşma gününün usulen bildirilip şikayet ve delillerini bildirme ve kamu davasına katılma olanağı sağlanmadan, duruşmaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi ve 1136 sayılı Kanun"un 168 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, sanık hakkında mahkumiyet hükmü verildiği halde kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b) Hüküm kurulurken, uygulanan kanun maddesinin 213 sayılı VUK"nin 359/b maddesi yerine aynı Kanun"un 359/b-2 maddesi olarak yanlış gösterilmesi,
c) Terkin edilmesi gereken tutardan az olan 9 TL yargılama giderinin Hazineye yükletilmesi yerine sanıktan tahsiline karar verilmesi,
d) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ile sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 12/01/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.