Ceza Genel Kurulu 2017/94 E. , 2017/379 K.
"İçtihat Metni"Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Çocuk Ağır Ceza
Sanıklar ... ve ..."in nitelikli yağma suçundan beraatlerine ilişkin, Beyoğlu (Kapatılan) Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince verilen 16.04.2009 gün ve 2037-61 sayılı hükümlerin, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 17.03.2014 gün ve 6817-4387 sayı ile;
"Yakınanın olay sonrası alınan ifadelerinde, bıçak göstermek sureti ile cep telefonunu alanların üç kişi olduğunu, bunlardan ikisinin yüzünü göremediğini belirttiği, soruşturma aşamasında ..."u olay faili olarak teşhis ettiği, yaş büyüklüğü nedeniyle hakkında ayrı dava açılan ..."un soruşturma aşamasındaki beyanlarında, olayı sanıklar ... ve ... ile birlikte işlediğini, sanık ..."in soruşturma aşamasındaki beyanlarında olaya karışmadığını, telefonu alanların ... ve ... olduğunu belirttiği, UYAP sisteminden yapılan incelemede ... hakkında bu suçtan verilen mahkumiyet kararının onanmış olduğunun anlaşılması karşısında, sanıklar ... ve ..."in yağma suçunu işlediklerinin kanıtlandığı gözetilmeden hükümlülükleri yerine, kanıtların takdirinde yanılgıya düşülerek beraatlerine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi ise 07.07.2015 gün ve 81-279 sayı ile ilk hükmünde direnerek sanıkların beraatlerine karar vermiştir.
Bu hükümlerin de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.10.2015 gün ve 327860 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 gün ve 840-863 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 30.01.2017 gün ve 30-93 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklar ... ve ..."e atılı nitelikli yağma suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilmesi gerekmektedir.
TCK"nun 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin onbeş yıl olacağı hüküm altına alınmış, ikinci fıkrasında ise; "fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer" hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 67. maddesi uyarınca kesen bir nedenin varlığı halinde zamanaşımı süresi, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Ceza Genel Kurulunun 26.06.2012 gün ve 978–250 sayılı kararı başta olmak üzere birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hallerden biri olan zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi halinde mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanıklar Ulaş ve Uğurcan"a atılı nitelikli yağma suçunun yaptırımı 5237 sayılı TCK"nun 149/1-a-c-h maddesi uyarınca on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası olup, aynı Kanunun 66/1. maddesi gereğince belirtilen suçun asli dava zamanaşımı onbeş yıl, 67/4. maddesi göz önüne alındığında ise kesintili dava zamanaşımı yirmi iki yıl altı aydır. Sanıkların suç tarihi itibarıyla onbeş yaşını bitirmiş, ancak onsekiz yaşını tamamlamamış olduğu göz önüne alındığında, TCK"nun 66/2. maddesi uyarınca söz konusu suçta asli dava zamanaşımı 10 yıl, kesintili dava zamanaşımı ise 15 yıldır.
Suç tarihinde 15-18 yaş grubu içerisinde olan sanıkların, daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 13.01.2005 tarihinde işledikleri iddia olunan eylemle ilgili olarak, TCK"nun 66/1-d, 66/2 ve 67/4. maddelerinde öngörülen on yıllık asli dava zamanaşımı süresinin, aynı olay nedeniyle hakkındaki mahkûmiyet hükmü kesinleşen ve bu eylemi sanıklarla birlikte işlediği iddia edilen ... hakkında Eyüp 1. Ağır Ceza Mahkemesince 19.10.2005 tarihinde verilen mahkûmiyet hükmü ile kesilerek yeniden işlemeye başladığı ve 19.10.2015 tarihinde dolduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CMUK"nun, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davalarının 5237 sayılı TCK"nun 66/1, 66/2, 67/4 ve 5271 sayılı CMK"nun 223/1-8. maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 07.07.2015 gün ve 81-279 sayılı direnme hükmünün, dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle BOZULMASINA,
Ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CMUK"nun, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar Ulaş ve Uğurcan hakkındaki kamu davalarının 5237 sayılı TCK"nun 66/1-d, 66/2, 67/4 ve 5271 sayılı CMK"nun 223/1-8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.10.2017 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.