Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2150
Karar No: 2017/6042
Karar Tarihi: 02.11.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/2150 Esas 2017/6042 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/2150 E.  ,  2017/6042 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar asıl ve birleştirilen davanın davacıları tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    KARAR

    Dava, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Asıl davanın davacısı ..., maliki olduğu çekişme konusu 166 ada 5 parsel sayılı taşınmazın vekili sıfatıyla dava dışı ... tarafından vekilin eşi dava dışı ..."ya, onun da kısa süre sonra davalı ..."a satış suretiyle devrettiğini, ancak ilk satışa dayanak olan vekaletnamenin sahte olduğunu, davalının iyiniyetli olmadığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Birleştirilen davanın davacısı ... ..., taşınmazın önceki maliki ..."nin başvuru ile satışta kullanılan vekaletnamenin sahte olduğunun belirlendiğini ileri sürerek tasarrufun iptali ile işlemlerin eski haline döndürülmesini istemiştir.
    Asıl ve birleştirilen davanın davalısı ..., tapu siciline güven ilkesine dayanarak taşınmazı temellük ettiğini, iyiniyetli 3. kişi olduğunu, davacının iddia ettiği yolsuz işlemin tarafı olmadığını, satış bedelini ödediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davalının ediniminde iyiniyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının maliki olduğu dava konusu 166 ada 5 parsel sayılı taşınmazı 15.07.2013 tarihinde ... Noterliğinin 12.07.2013 tarih ve 17500 yevmiye sayılı vekaletnameye istinaden dava dışı vekili ... tarafından vekilin eşi dava dışı ..."ya satış suretiyle devrettiği, dava dışı Huri"nin anılan taşınmazı 17.07.2013 tarihinde davalı ..."a temlik ettiği, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 25.09.2014 tarihli raporunda 12.07.2013 tarih ve 17500 yevmiye sayılı vekaletnamedeki ... isim yazısının ve imzasının davacı ..."nin el ürünü olduğunu gösterir nitelik ve yeterlilikte bulgu saptanmadığının belirlendiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla 4721 s. Türk Medeni Kanununun (TMK) 2.maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988 ve 989., tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesinin özel hükümleri getirilmiştir.
    Öte yandan, bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır. İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK"nin 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin 1. fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.
    Ne var ki; tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi, hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır.
    Bu nedenle, yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyi niyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Nitekim bu görüşten hareketle, "kötü niyet iddiasının def"i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı” ilkeleri 8.11.1991 tarih l990/4 esas l99l/3 sayılı İçtdihadı Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşlerde aynı doğrultuda gelişmiştir.
    Somut olayda, dava konusu 166 ada 5 parsel sayılı taşınmazı dava dışı ..."ya devrinde kullanılan 12.07.2013 tarihli vekaletnamedeki yazı ve imzanın davacıya ait olmadığının Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 25.09.2014 tarihli raporu ile belirlendiği, dava dışı ..."nın 15.07.2013 tarihinde temellük ettiği dava konusu taşınmazı 17.07.2013 tarihinde davalı ..."a devrettiği ve böylece devrin kısa bir süre sonra yapıldığı, ..."ın savunmasında satış bedelinin bir kısmını dava dışı kardeşi ... ait taşınmazın devri suretiyle ödendiğini belirttiği, bu devrin sahte vekaletname ile vekil olarak atanan dava dışı ..."ya yapıldığı, davalı ..."ın taşınmazı ediminden kısa bir süre sonra dava konusu taşınmazı satmak amacıyla internet üzerinden ilan verdiği ve böylece dava dışı ..., ... ve davalı ..."ın el ve iş birliği içinde oldukları ve davalının iyiniyetinden söz edilemeyeceği açıktır.
    Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
    Asıl ve birleştirilen dava davacılarının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi