Davacı, 27.04.2004 tarihinden itibaren malullük aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, maluliyet aylığına hak kazandığının tesbitini istemiş, mahkeme istemin kabulüne karar vermiştir.
1479 sayılı Bağ-Kur Kanunun 56. maddesinde; malüllük halinin tesbitinde, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, Üniversiteler ve Kamu İktisadi Teşebbüslerine ait hastanelerin sağlık kurullarınca verilecek raporlarda belirtilen hastalık ve arızaların esas alınacağı, bu raporların, kurumca teşekkül ettirilecek sağlık kurulunda değerlendirileceği, raporları yeterli görülmeyen ilgililerin kurumca yeniden muayeneye tabi tutulabilecekleri, raporlarla ilgili olarak Kurumca verilen kararlara ilgililer tarafından itiraz olunması halinde, Sosyal Sigortalar Kurumu Yüksek Sağlık Kuruluna gidilerek karar alınması gerektiği belirtilerek, uyulması gereken prosedür gösterilmiştir.
Davacının sağlık kurulu raporlarının kurumun sağlık kurulunda değerlendirilmesi sonucunda 2/3 oranındaki maluliyet isteminin kabul edilmediği, ilgililerin itirazı üzerine Yasa uyarınca Sosyal Sigortalar Kurumu Yüksek Sağlık Kuruluna gidildiğine dair dosyada bilginin bulunmadığı, bu hususun araştırılmadığı, Kurula gidilmediğinin anlaşılması halinde Mahkemece uyuşmazlığın öncelikle Yüksek Sağlık Kuruluna götürülmesi, çelişki halinde Adli Tıp Kurumu ve gerektiğinde Adli Tıp Kurumu Genel Kuruluna gidilerek sorunun çözüme kavuşturulması gerekirken Yüksek Sağlık Kurulu raporu araştırılmasının Adli Tıp Kurumundan görüş alınarak sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan, yukarıdaki prosedür uygulanarak 1479 sayılı Yasanın 28. maddesi 1. fıkrasında gösterildiği şekilde, çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirdiği, dolayısıyla malül olduğu anlaşılan sigortalı hakkında aynı maddenin 2. fıkrasında belirtilen sigortalılığın bulunduğu tarihte malül sayılacak derecede hastalık veya arızasının bulunup bulunmadığı araştırılmalı son olarak ta , 1479 sayılı Yasa"nın 29. maddesinde yer alan, maluliyet aylığı koşulları incelenerek karar verilmelidir.
Mahkemece, 1479 sayılı Yasa"nın 56. maddesi uyarınca, öncelikle Sosyal Sigortalar Kurumu Yüksek Sağlık Kurulu kararının dosyaya girmesinin sağlanması, Yüksek Sağlık Kurulu Kararı ile alınmış bulunan Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu raporu arasında çelişki bulunması durumunda Adli Tıp Kurumu Genel Kuruluna gidilerek uyuşmazlığın kesin çözüme kavuşturulması, maluliyet belirlendikten sonra da aynı Yasanın 28 ve 29. maddelerindeki koşullar yönünden araştırma ve inceleme yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken eksik araştırma ve yetersiz inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurum vekilinin amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.