10. Hukuk Dairesi 2016/9537 E. , 2017/5055 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, çakışmaya konu 11.12.2010-28.02.2011 tarihleri arası 4/1-a madde kapsamında sigortalı olduğu ve 01.08.2012 tarihinden itibaren 4/1-a’dan yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
03.03.1975-03.11.1976 arası 602 gün askerlik borçlanması, 1972-04.03.2006 arası 1.254 gün 4/1-a, 01.07.2007-28.02.2011 arası 1.320 gün 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığı, 11.12.2010-30.07.2012 arası 591 gün 4/1-a kapsamında sigortalılığı olmak üzere toplam 3.686 prim gün sayısı bulunan davacının, 30.07.2012 günlü tahsis başvurusu, 2829 sayılı Yasa uyarınca 4/1-b madde kapsamına yapılan değerlendirmeyle reddi üzerine eldeki dava açılmıştır.
Davacı, çakışmaya konu 11.12.2010-28.02.2011 tarihleri arasında 4/1-a madde kapsamında sigortalı olduğunun ve 01.08.2012 tarihinden itibaren 4/1-a kapsamında yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemiştir.
Mahkemece, çakışmaya konu 11.12.2010-28.02.2011 tarihleri arasında davacı 4/1-a sigortalısı sayılmış, 2829 sayılı Yasa uyarınca ve 4/1-a kapsamında yapılan değerlendirmeyle 01.08.2012 tarihinden itibaren 4/1-a’dan yaşlılık aylığına hak kazanıldığının tespitine karar verilmiştir.
Mahkemenin, çakışmaya konu olan 11.12.2010-28.02.2011 tarihleri arası dönemde 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı geçersiz sayarak, bu dönemdeki 4/1-a kapsamındaki sigortalılığa üstünlük veren kabulü, eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır. Zira anılan çakışmaya konu dönemde kural, önce başlayan sigorta olup; tarımsal faaliyetin bulunmaması halinde davacı 4/1-a sigortalısı sayılabilecektir.
Şu halde yapılması gereken iş; davalı kurum tarafından, tarımsal faaliyete dayalı olarak 01.07.2007-28.02.2011 tarihleri arası tarım sigortalısı sayılan davacının, çakışmaya konu 11.12.2010-28.02.2011 tarihleri arası dönemde 4/1-a sigortalısı sayılabilmesi, aynı dönemde usulünce yapılacak tarımsal faaliyet araştırması sonucuna göre mümkün olduğu gözetilerek;
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2011 gün ve 2011/10-230-319 ile 29.02.2012 gün ve 2011/10-769 Esas 2012/107 Karar sayılı kararlarında da açıkça belirtildiği üzere davacının tarımsal faaliyetinin kesintisiz sürüp sürmediğinin tespiti için mahkemece;
1- Çekişmeli dönemde davacının nerede oturduğu; Nüfus Müdürlüğü, İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı ve Muhtarlık kayıtları esas alınarak belirlenmeli,
2- Dönem içinde ... Bankası, Kooperatif veya Birlikler aracılığıyla "Tarımsal Amaçlı Kredi" kullanıp kullanmadığı araştırılmalı,
3- Dönem içinde ürün teslimatından dolayı prim kesintisi yapılıp yapılmadığı veya sigortalılık iradesini ortaya koyacak şekilde prim ödemesinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı,
4- 25.04.2006 gün 26149 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5488 sayılı Tarım Kanunun 19. maddesi uyarınca Çiftçi Kayıt Sistemine dahil edilerek doğrudan gelir desteği alıp almadığı ve bu bağlamda davacının hangi ürünleri ekerek bunları nerelere sattığı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun "Zirai kazanç, zirai faaliyet, zirai işletme, çiftçi ve mahsulün tarifi" başlıklı 52, " Zirai kazançta vergileme" başlıklı 53, ve "Vergi Tevkifatı" başlıklı 94 vd. maddeleri ile 213 Vergi Usul Kanununun " Vergi kesenlerin sorumluluğu" başlıklı 11. maddesi kapsamında zirai kazançlarından dolayı vergi ödeyip ödemedikleri araştırılmalıdır. Konu ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.12.2010 gün ve 2010/10-580-647 sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere " Tevkifat yapma ve kurum hesaplarına aktarma yükümü, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 94/11.maddesinde öngörülen çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller için yapılan ödemelerden gelir vergisine mahsuben tevkifat yapma yükümüne paralel olarak getirilmiştir. Bakanlar Kurulu Kararı kapsamındaki gerçek ve tüzel kişiler, tarımsal faaliyette bulunan bu kişilerden satın aldıkları ürün bedellerinden tevkifat yapmakla yükümlüdürler." Tevkifat suretiyle vergilendirilen çiftçiler yaptıkları satış ve hizmetleri dolayısıyla müstahsil makbuzu almak ve saklamak zorundadırlar.
5- Tarımsal faaliyeti kapsamında ilaç, gübre ve sulama parası ödeyip ödemediği, varsa bunların fatura ve belgelerinin nelerden ibaret olduğu, ... Odası, Kooperatif veya Birliklere üyeliği varsa bu kuruluşlara düzenli bir şekilde aidat ödeyip ödemediği araştırılmalı, tarımsal faaliyete elverişli tapulu taşınmazının bulunup bulunmadığı, tarımsal faaliyetin taşınmaz kiralanması yoluyla gerçekleştirildiğinin savunulması halinde; taşınmazların, kimden hangi yıllar için kiralandığı, kiracının; kiralama yoluyla faaliyetini yürütmeye elverişli alet ve edavatının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, traktörünün bulunduğunun ileri sürülmesi halinde, traktörün hangi tarihte satın alınıp ilgilisi adına trafiğe tescil edildiğini gösteren fatura ve trafik tescil belgesinin celbedilmeli,
6-Hayvan yetiştiriciliği bulunduğunun ileri sürüldüğü hallerde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.06.2011 gün ve 2011/10-306-365 sayılı kararında da belirtildiği üzere 16.05.1986 tarihinde yürürlüğe giren 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanununun 22.maddesi kapsamında hayvanlarına ilişkin menşe şehadetnamesinin bulunup bulunmadığı tespit edilerek, büyük ve küçükbaş hayvanlarına ilişkin istatistik bilgileri ve bu hayvanlara ilişkin yapılması zorunlu bulunan periyodik aşılara ilişkin bilgiler İlçe Tarım Müdürlüklerinden sorulmalı, köy muhtarı ve ihtiyar heyeti üyeleri gibi tarımsal faaliyetin varlığını yakından bilebilecek durumdaki tanıklar dinlenilerek sigortalılık olgusunun varlığı hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulduktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönlerini amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.06.2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.