Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2009/8264 Esas 2010/9 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/8264
Karar No: 2010/9
Karar Tarihi: 25.01.2010

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2009/8264 Esas 2010/9 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi         2009/8264 E.  ,  2010/9 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

    Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında 241 ada 1, 242 ada 1 parsel sayılı 13906.58 ve 15028.16 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 241 ada 1 sayılı parsel satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, 242 ada 1 sayılı parsel ise irsen ve taksimen intikal ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., yasal süresi içinde tespite esas alınan senedin geçersiz bulunduğu, taşınmazları davalıya satmadığı ve zilyetliğin devredilmediği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 28/2.maddesi gereğince açılmamış sayılmasına ve çekişme konusu 241 ada 1, 242 ada 1 sayılı parsellerin tespit gibi tescillerine karar verilmiş: hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece davacının ilk oturuma gelerek dava sebep ve delillerini bildirmemesi nedeniyle 3402 sayılı Yasa"nın 28/2. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de; mahkemenin kabulü dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı vekili aracılığı ile mahkemeye verdiği dava dilekçesinde tespite dayanak yapılan satış senedinin geçersiz olduğunu, zilyetliğin devredilmediğini ileri sürmüş ve delil olarak da kayıtlar, tanık, keşif vesair delillere dayandığını bildirmiştir. Davacı, dava sebep ve delillerini bildirdiği halde dava sebep ve delilleri bildirilmediğinin kabulü doğru olmadığı gibi, 3402 sayılı Yasa"nın 28/2. maddesi "Davacı gerçek ve tüzel kişiler, dava sebep ve delillerini dilekçelerinde bildirmek zorunda olup dilekçede bu husus bildirilmemiş ise, hakim gönderilecek davetiye ile dava sebep ve delillerini bildirmesini davacıya tebliğ eder. Davacı, ilk duruşma oturumuna kadar dava sebep ve delillerini dilekçe ile veya ilk oturuma gelmek suretiyle bildirmez ise, hakim, davanın açılmamış sayılmasına ve tespit gibi tescile karar verir. Bu hüküm davetiyede açıkça belirtilir" hükmü öngörüldüğü halde, davacıya çıkartılan tebligatta "dava sebep ve delillerini bildirmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına ve tespit gibi tescil kararı verileceği" hususu ihtar edilmemiş sadece "duruşmaya gelmedikleri takdirde yokluğunda tahkikata ve yargılamaya devam edilerek hüküm verileceği" ihtaratı yazılmış olup, buna göre davacıya yapılan ihtarat usulüne uygun bulunmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir. Hal böyle olunca, tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanarak uyuşmazlığın esastan çözümlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 25.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.