Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/11077 Esas 2016/6214 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/11077
Karar No: 2016/6214

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/11077 Esas 2016/6214 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/11077 E.  ,  2016/6214 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R

    ... parsel sayılı, 2.137,00 m2 yüzölçümlü taşınmaz çamlık vasfı ile davalılar adına tapuda kayıtlıdır.
    Davacı ..., ... parsel sayılı taşınmazın tesis kadastrosu sırasında davalılar adına tespit ve tescili yapılmış ise de taşınmazın kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı iddiasıyla tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle ... adına tescili ve davalıların müdahalesinin önlenmesi istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfıyla ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ... ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tapulama çalışmaları 1988 yılında ilân edilerek kesinleşmiş olup, 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosu ve aynı Kanuna göre 2/B uygulama çalışmaları ise 19.12.1996 tarihinde ilân edilerek 19.06.1997 tarihinde kesinleşmiştir.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın 19.06.1997 tarihinde kesinleşen orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu, orman kadastrosuna karşı genel mahkemelerde dava açabilme süresi olan 10 yıllık sürenin geçtiği ve taşınmazın eylemli olarak da orman olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 01/06/2016 günü oy birliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.