8. Hukuk Dairesi 2014/5341 E. , 2014/5766 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Selim Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/03/2012
NUMARASI : 2007/170-2012/15
B.. A.. ile Hazine ve B.. M.., B.. K.. Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen reddine, kısmen kabulüne dair Selim Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 14.03.2012 gün ve 170/15 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava konusu 103 ada 44 parsel sayılı taşınmazın vekil edeninin atalarından beri kullanılan taşınmaz olduğunu, dedesinden babasına ondan da davacıya intikal eden taşınmazın BOTAŞ tarafından kamulaştırıldığını açıklayarak tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili davanın reddini savunmuştur.
Davalı B.. M.. vekili, dava konusu taşınmazın kamu malı olmadığını, davacının zilyetliğindeki yer olduğundan Kamulaştırma Kanununun 19. Maddesi hükmü uyarınca Selim Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/285 Esas ve 2005/59 Karar sayılı dava dosyasında verilen karar sonucu kamulaştırma bedelinin davacıya ödenmiş olduğunu açıklayarak davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın Botaş Genel Müdürlüğü yönünden husumetten reddine, B. ve Hazine yönünden kabulüne, 103 ada 44 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişinin 15.05.2007 tarihli raporunda kırmızı taralı 11474.49 m2" nin 103 ada 44 parselden ifrazı ile aynı adanın son parsel numarasından sonra numara verilmek suretiyle davacı adına üzerindeki üst hakkı ile birlikte tapuya tesciline, kalan 235718,8 m2"nin kamu orta malı olarak 103 ada 44 parsel olarak kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu 103 ada 44 parsel sayılı taşınmaz, kadastro çalışmalarının tamamlanmadığı alanda İl Mera Komisyonu"nun yaptığı çalışmalar sonucunda mera niteliği ile 11.09.2009 tarihinde 247193,29 m2 yüzölçümlü olarak sınırlandırılarak mera siciline kaydedilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından, davanın TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanun"un 14. maddesi uyarınca mera sınırlandırılmasının iptali ile tescil isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, kazanma süresi ve koşullarının davacı lehine gerçekleştiği, taşınmaz bölümünün mera niteliğinde olmadığı görüşünden hareketle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de verilen karar dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Eldeki dosya arasında yer alan Selim Asliye Hukuk Mahkemesi"ne ait 2003/285 Esas ve 2005/59 Karar sayılı dava dosyasında davacı B.. M.., eldeki davanın davacısı B.. A.. aleyhine açtığı Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında yapılan yargılama sonucunda, mahkemece, eldeki davanın konusu olan taşınmazın güneyden sınırındaki 309 nolu kamulaştırma parseli olan taşınmaz bakımından davanın kabulüne karar verilmiş, taşınmazın doğu, batı ve kuzey sınırında mera, güneyinde ise köy çayırı bulunduğu kararın hüküm fıkrasında belirtilmiştir. Anılan hüküm, davalı B.. A.. tarafından, dava konusu yapılan taşınmazın sınırlarının doğru gösterilmediği, güney hududunda köy çayırı, doğu hududunda da mera bulunmadığı bu sınırlarda kendisine ait tarla nitelikli taşınmazlar bulunduğu, açıklanmak suretiyle temyiz edilmiştir. Yargıtay 5. Hukuk Dairesi"nin temyiz incelemesi sonucunda 26.9.2005 gün 2005/7015-9931 Esas ve Karar sayılı ilamı ile davalı B.. A..’ın temyiz itirazlarının reddine mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiş ve anılan hüküm 08.11.2005 tarihinde kesinleşmiştir. Diğer bir anlatımla, eldeki davada dava konusu edilen taşınmaz, az yukarıda belirtilen dava dosyasında köy çayırı olarak gösterilmiş, temyiz incelemesinden de geçmek suretiyle bu husus kesinleşmiştir. Her ne kadar 2003/285 Esas sayılı dava dosyasında eldeki dava konusu taşınmaz dava konusu değil ise de yargılama sırasında yapılan araştırma ve inceleme sonucunda eldeki taşınmazın köy çayırı niteliğinde bulunduğu saptanmıştır. Bu durum davacı aleyhine kesin hüküm teşkil etmez ise de; dava konusu taşınmazın öncesinin köy çayırı niteliğinde olduğu Selim Asliye Hukuk Mahkemesi"nin Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen hükmüyle belirlendiğine göre, niteliğinin hükmen belirlenmiş olması eldeki dosya bakımından “güçlü delil” teşkil eder ve davacıyı bağlar.
Hal böyle olunca, dava konusu parselin köy çayırı niteliğinde olduğu hükmen belirlendiğine göre, dava konusu yerin çayır niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Köy çayırı, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup özel mülkiyete konu olamayacakları gibi, süresi neye varırsa varsın zilyetlik ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla da iktisap edilemezler. Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonunda yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 31.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.