11. Hukuk Dairesi 2015/8273 E. , 2016/4151 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2015
NUMARASI : 2014/1124-2015/200
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 02/03/2015 tarih ve 2014/1124-2015/200 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 12/04/2016 günü hazır bulunan davacı vekili ile davalı vekili dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı ... arasında sistem bağlantı anlaşmaları ve sistem kullanma anlaşmaları düzenlendiğini, sözleşmelerin ..."a ceza faturası düzenleme imkanı veren 10. maddesinin ... tarafından yanlış uygulandığını, 26.11.2010 tarihli ceza faturası ile 32.947,25 TL ceza kesildiğini, fatura bedelinin ihtirazi kayıtla 04.01.2011 tarihinde ödendiğini, davalının fiber cezası uygulayabilmesi için ... tesislerinde kullanıcının bağlı olduğu fidere 00.00-24.00 saatleri arasında üç defa veya daha fazla arıza intikal ederek kesicinin açılması gerektiğini, ayrıca; davalının ihlal cezası talep edebilmesi için müvekkiline ihlalin düzeltilmesi hususunda süre veren ihtar göndermesi gerektiğini, davalı ..."ın böyle bir ihtar da göndermediğini, yeni SKA"nda ihtar şartının kaldırılmış olmasının eski SKA"nda ihtar şartının zorunlu olduğunu açıkça ortaya koyduğunu, fider açma cezası uygulanmasının elektrik piyasası mevzuatına aykırı olduğunu ileri sürerek, 32.947,25 TL"nın ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, fider açma ihlallerinin anlık olay olduğunu, bu nedenle davacıya uyarıda bulunulup süre verilmesini gerektiren bir ihlal olmadığını, yapılan işlemlerin hukuka ve mevzuata aykırı bir yönünün bulunmadığını savunarak, davanın zamanaşımı, usul ve esas yönünden reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davanın BK"nın 6.maddesi hükmü uyarınca 10 senelik zamanaşımına tabi bulunduğundan davalının zamanaşımı def"inin reddine karar verildiği, ihlal nedeniyle davacıya uyarıda bulunulup süre verilmesi gerekirken bu şekli koşulun yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1.687,62 TL temyiz ilam harcının temyiz eden ...."nden alınmasına, 14/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.