11. Hukuk Dairesi 2015/9319 E. , 2016/4147 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ........... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/04/2015
NUMARASI : 2015/66-2015/161
Taraflar arasında görülen davada ...... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 27/04/2015 tarih ve 2015/66-2015/161 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ........... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin esnaf olup “..........” unvanı ile esnaf siciline kayıtlı olduğunu, davalının ise 16.12.2009 tarihinde “............ “olarak ticaret siciline kendini kaydettirdiğini, müvekkilinin “.........” ibaresi üzerinde öncelik ve üstünlük hakkının söz konusu olduğunu, tescilde öncelik ilkesi gereği .......... unvanının müvekkilinden sonra tescil ettiren davalının ....... unvanının kullanmaktan yasaklanmasını ve ticaret sicilinden silinmesi gerektiğini, S..........."de ............. denince herkesin aklına müvekkilinin işyerinin geldiğini, davalının bunu bildiği için bu ismi seçtiğini, tanınmışlıktan istifade etmek istediğini, davalının müvekkilinin unvanını haksız bir şekilde kullandığını ileri sürerek, müvekkilinin ......... ibaresini kullanmakta öncelikli hak sahibi olduğunun tespitine, meydan ibaresinin davalının ticaret unvanından silinmesine, davalının meydan ibaresini kullanmasının önlenmesi ve yasaklanmasına, giderleri davalıya ait olmak üzere gazetede yayınlanmasına karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin 16.02.2009 tarihinden bu yana H.. S..-........... unvanı ile kayıtlı tacir olduğunu, yöre halkınca ......... meydanı olarak bilinen mevkide perakende bakkaliye işi ile uğraştığını, müvekkilinin ticari unvanının usulünce ilan edilip tescil edildiğini, .......... markasını adına tescil ettirmek için 31.08.2012 tarihinde Türk Patent Enstitüsü"ne 2012/7413 sayı ile başvurulduğunu, müvekkilinin üç yıla yakın bir zamandır meydan sözcüğünü kullandığını, bu süre zarfında davacının buna ses çıkarmadığını ancak Türk Patent Enstitüsü"ne marka başvurusunda bulunması üzerine bu davayı açtığını, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu büfelerin bulunduğu yerin meydan olduğu, bu durumun tanık anlatımları ile de umuma mal olduğu, meydan denilince bunun anlaşıldığı gibi tanık beyanlarından da dükkan isimlerinden çok dükkanların sahiplerinin ismiyle anıldığı, dolayısıyla ismin umuma ait bir isim olduğu ve ismin kullanılmasından kaynaklı bir karışıklık olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 13/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.