20. Hukuk Dairesi 2015/2545 E. , 2016/6205 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... adına ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 14.08.2013 tarihli dava dilekçesi ile; vekil eden davacının 15/06/2005 tarihinde tapuda kendisini, ... mahallesi, 9361 ada 12 parsel sayılı taşınmazın maliki ... ... olarak tanıtan kişiden bu taşınmazı satın alarak adına tescil ettirdiğini, ancak ... Asliye Hukuk Mahkemesinin .../... E. - .../... K. sayılı kararı ile satış işleminin tapu maliki ... ...in kimliğini kullanan ... ... isimli şahıs tarafından yapıldığı, bu nedenle satış işleminin geçersiz olduğu gerekçesiyle iptal edildiği, bu nedenle müvekkilinin uğramış olduğu zararı tazmin için davalı kurum aleyhine ... Asliye Hukuk Mahkemesinin .../... E. - .../... K. sayılı dosyasında açtıkları dava neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilip kesinleştiği, ancak müvekkilinin tapu iptali ve tescil davasındaki karşı vekâlet ücreti yönünden başlatılan icra takibi nedeniyle ... İcra Müdürlüğünün .../... sayılı takip dosyasına 7.000.-TL ödediğini, ayrıca tahsil harcı olarak da 161,00.-TL yatırdığını, bu zararların da MK"nın 1007. maddesi gereğince devletin sorumluluğu kapsamında olduğunu belirterek, 7.161,00.-TL tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davasının kabulü ile; 7.161,00.-TL maddi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... adına ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir aynî hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, buna göre "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur”.
Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince davalı sıfatı ...nin olup Tapu Müdürlüğünün davalı sıfatı bulunmadığından tapu müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumetten reddi gerekeceği hususu düşünülebilir ise de Yüksek Hukuk Genel Kurulunun (HGK) 2011/9-718 E. - 2012/36 K. sayılı kararında da değinildiği üzere, HMK’nın 124/4. maddesindeki,“Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına
sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” hükmü uyarınca, somut olayda, tapu müdürlüğünün davalı gösterilmesi ve tapu müdürlüğünün de ... vekili tarafından temsil edilmiş olmasının temsilcide yanılgı olarak değerlendirilmesi gereklidir.
Yargıtayın istikrar kazanmış uygulamalarına göre de, davacı, temsilcideki yanılmayı sonradan düzeltebilir.Temsilcide yanılmanın hukuki yaptırımı, hasımda yanılmada olduğu gibi, davanın reddi gibi ağır bir sonuç doğurmaz.
Davanın niteliğine göre, husumet ...ye yöneltilmesi gerekirken, taraf sıfatı bulunmayan Tapu Müdürlüğü hasım olarak gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, asıl dava edilmek istenenin tapu müdürlüğü değil, ... olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın davalı olarak sadece tapu müdürlüğüne yöneltildiğinden söz edilemez. Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılma hali vardır. Mahkemece temsilcide yanılma hali re"sen gözetilerek, davanın ...ye yönlendirilmesi için davacı yana olanak verilmesi, ...nin delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... adına ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 01/06/2016 günü oy birliği ile karar verildi.