10. Hukuk Dairesi 2017/2058 E. , 2017/5001 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, fiili çalışmaya dayalı olmadığı gerekçesi ile 20.01.2009-13.04.2009 tarihleri arasındaki sigortalılık süresinin iptaline ve giderek yaşlılık aylığının iptali ve yersiz ödeme nedeniyle, yaşlılık aylıklarının iadesine ilişkin Kurum işleminin iptali ve kesilen aylıkların kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması ve faizi ile iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne, Kurum işleminin iptaline, ödenmeyen maaşların ödenmesine, karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, ... Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 ..., 1974, sayfa 395 vd.)
Eldeki davada, Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenlik hakkının kamusal etkisi dikkate alındığında, sigortalılığın tespitine yönelik bu tür uyuşmazlıkların özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunluluğu mevcuttur.
Eldeki davada, davacının çalıştığını belirttiği şehirlerarası yol üzerinde bulunan petrol istasyonu hakkında davalı kurumca bir inceleme yapılmayıp, bu işyeri hakkında zaten mahkemece de herhangi bir araştırmanın yapılmamış olması ile, aslen davacının uyuşmazlığa konu olan 20.01.2009-12.04.2009 tarihleri arasındaki sürelerde, şirkete ait olan ve başkaca herhangi bir işyeri değişikliği veyahut şube açılmasına dair herhangi bir kayıt bulunmayan davadışı şirketin ... adresindeki “kamyon şöförlüğü” işyerinden bildirimlerinin yapılmış olması ve özellikle 12.09.2011 tarihli Denetim tutanağında bu adreste ...Koruma ve Doğa Sporları derneğinin faaliyet göstermesi ve bu adrese komşu olan işyerlerinden alınan bilgilere göre dava konusu olan ve iptal edilen çalışmalarının geçtiği iddia edilen işyerinin 3-4 yıldır adresten ayrılmış olduğuna dair belirleme ve dinlenen davadışı sigortalıların bir kısmının para karşılığı sigortalı olduğuna dair verdikleri ifadelerin varlığı karşısında, mahkemece davacının bozma öncesinde alınan beyanında temizlik ve pompada çalıştığını açıkça belirtmesine rağmen, bozma sonrasında sadece temizlik elemanı olduğuna dair yeni iddianın varlığı da dikkate alındığında, çalışma iddiasına yönelik olarak yapılan araştırma ve incelemenin işyeri ve özellikle işverenlik bakımından karar vermeye yeterli olduğundan bahsedilmesi mümkün değildir. Mahkemece davacının bildirimlerinin yapıldığı işyerinde çalışıp çalışmadığı ile çalıştığını iddia ettiği Seçkin Petrol isimli şehirlerarası yol üzerindeki işyerinin aidiyetinin araştırılması ile dava dışı şirkete ait olduğunun anlaşılması halinde bu adres bakımından yeni işyerine ait işyeri dosyasının celbi ile bu işyeri nezdinde geçtiğini belirttiği çalışmalar bakımından çalışmalarını bilebilecek şekilde bordrolu tanıkların varlığı araştırılmalı, aynı şekilde komşu işyeri araştırması bakımından ... adresinde de bir araştırma yapılması ve davacının hangi işi, nerede yaptığı hususunda oluşan açık çelişki ve çalıştığı işyerinde kimlerle beraber çalıştığına dair yöneltilen soruya karşı verdiği cevap da dikkate alınarak, davacıdan açıklama istenilmesi ile çalışmalarının varlığı ile fiili olup olmadığı hususu ayrıntılı bir şekilde ve titizlikle irdelendikten sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Kabule göre de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde "Hüküm sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükümlerine rağmen mahkemece davacının tüm talepleri hakkında ayrıca ve açıkça anlaşılır şekilde hüküm kurulmaması da isabetsizdir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular doğrultusunda araştırma yaparak, elde edilecek sonuca göre bir karar vermesi gerekirken, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları nazara alınmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.