16. Hukuk Dairesi 2015/15053 E. , 2016/4388 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden ... vekili Avukat ... geldi. Aleyhine temyiz istenilen taraftan gelen olmadı. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
...Köyü çalışma alanında bulunan, 3617, (535 parsel sayılı taşınmazdan ifrazen oluşan) 735, 829, 830 ve 1040 parsel sayılı taşınmazlar 1988 yılında kesinleşen kadastro sonucu, 1725, 1227, 1834 ve 2764 parsel sayılı taşınmazlar ise 1990 yılında kesinleşen kadastro sonucu, miras yolu ile gelen hak, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ayrı ayrı davalılar adına tespit ve tescil edilmişlerdir. Davacı ..., 27.07.2012 tarihinde çekişmeli taşınmazların müşterek muris ..."tan intikal ettiğini, murisin sağlığında taşınmazların 1/4 payının kendisine hibe edildiğini, kalan payların ise usulünce taksim edilmediğini, bu sebeple tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, olmadığı takdirde bedellerinin ödenmesini ayrıca davalılarla yaptıkları taksim senedi gereği annesine bakan kişiye erkek evlatlarca aylık 2500 TL ödenmesi gerektiğine ve annesine kendisi baktığına göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL tazminatın davalılardan alınarak kendisine verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; davacı tarafından kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak dava açıldığı, çekişmeli taşınmazların kadastro tespitinin itirazsız olarak 1988 yılında kesinleştiği anlaşıldığına göre kadastro tespitinin kesinleştiği 1988 yılından eldeki davanın açıldığı 27.07.2012 tarihine kadar 3402 sayılı Yasa"nın 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle esastan reddine karar verilmesi isabetsiz ise de, ret kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan hükmün, gerekçesi belirtilen şekilde DÜZELTİLMEK suretiyle ONANMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 1.350,00 TL vekalet ücretinin aleyhine temyiz olunan taraftan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacı tarafa verilmesine,
peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
19.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.