20. Hukuk Dairesi 2015/8467 E. , 2016/6189 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro çalışmaları sırasında ... ilçesi, ... köyü 113 ada 19 ve 28 parsel sayılı taşınmazlar sırasıyla 1397,69 m2, 1457,56 m2 yüzölçümü ve tarla vasfıyla tapuya dayalı şekilde davalılar adına tespit edilmiştir.
Davacı ... ... vekili, 13/09/2000 tarihli dava dilekçelerinde özetle; ... İlçesi, ... köyü 113 ada 19 ve 113 ada 28 parsel sayılı taşınmazlar eski tarihli memleket haritasında yapılan inceleme sonucu orman sayılan yerlerden olduklarını ileri sürerek tespitin iptali ile taşınmazların orman vasfıyla ... adına tescili istemiyle ayrı ayrı dava açmış, mahkemece tespit malikleri aynı kişiler olan davalar birleştirilerek, yapılan yargılama sonucu;davanın kısmen kabul kısmen reddine, çekişmeli taşınmazların kadastro tepitlerinin iptali ile bilirkişiler ... ... ve ... ... tarafından düzenlenen rapor ve krokilerinde taşınmazların (A) harfi ile gösterilen kısımlarının orman vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfi ile gösterilen kısımlarının tespit gibi davalılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz istemine ilişkindir.
Taşınmazın bulunduğu yörede tespit tarihinden önce yapılan orman kadastro çalışması bulunmamaktadır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; karara dayanak alınan orman bilirkişi raporunda,1958 basımlı memleket haritasında çekişmeli taşınmazın krokide (A) ile işaretli bölümünün yeşil renkli orman alanında, (B) bölümünün ise orman olmayan açık alanda kaldığı belirtilmiş ise de denetlemeye açık olacak biçimde keşifte uygulandığı belirtilen memleket haritası örneğinin rapora eklenmediği, hükme dayanak alınan memleket haritasının yapımında easas alınan hava fotoğrafının getirtilmediği, taşınmazın memleket haritasında ve hava fotoğrafındaki konumu gösterir elle çizilmiş kroki ile yetinildiği, ayrıca tespit davalılar adına Ağustos 1320 tarihli tapu kaydına dayalı şekilde yapıldığı halde bu tapu kaydının usulünce uygulanmadığı görülmüştür.
Öncelikle, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastro çalışmasının yapılıp yapılmadığı, orman kadastrosu yapılmış ise bu çalışmanın hangi aşamada olduğu ve 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılıp yapılmadığı hususu ... ... ...nden sorularak, bu çalışmaya ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı
orman tahdit harita örneği getirtilmeli, taşınmazı komşuları ile birlikte gösterir geniş kadastro paftası ve komşu parsellere ilişkin kayıtlar ile tespit dayanağı Ağustos 1320 tarihli tapu kaydı tüm geldi ve gitti kayıtları ile birlikte getirtilmeli, bu tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görüp görmediği kadastro ve tapu sicil müdürlüklerinden sorulmalı eğer revizyon görmüş ise hangi parsellere revizyon gördüğü tespit edilerek bu parsellere ait kadastro tespit tutanakları ve kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları dosyaya eklenerek dosya keşfe hazır hale getirilmelidir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde kesinleşmiş orman kadastrosu var ise kural olarak bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş tahdit haritasının uygulanmasıyla çözümlenir. Ancak orman kadastrosu 4785 sayılı Kanunun yürürlüğünden önce yapılmışsa, 3116 sayılı Kanun sadece Devlet Ormanlarının kadastrosunun yapılacağını öngördüğünden, 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden önce yapılan orman kadastrosunda orman sınırı dışında bırakılan taşınmazların orman olup olmadığını belirlemekte yetersiz kalır. Bu halde, taşınmazın orman olup olmadığının 4785 ve 5658 sayılı kanunlar çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan iadeye tabi olacakların koşulları 5658 sayılı Kanunda gösterilmiştir.
Mahkemece; önceki bilirkişiler dışından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden keşif yapılarak kesinleşmiş orman kadastrosu var ise kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmelidir.
4785 sayılı Kanun hükümleri gözetilmeksizin yapılmış tahdit var ve taşınmaz tahdit dışı bırakılmış ya da yörede tahdit yapılmış fakat kesinleşmemiş veya hiç yapılmamış ise mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; halen taşınmazın üzerinde varsa ağaçların cinsleri yaşları, dağılımları hususunda uzman ziraat bilirkişiden rapor alınmalı, kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yapılacak inceleme neticesinde çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiğinde çekişmeli taşınmazın tespit dayanağı olan Ağustos 1320 tarihli tapu kaydının 4785 sayılı Kanun gereğince hüküm ifade etmeyeceği zira devletleştirilen ve iadeye tâbi olmayan tapu kayıtlarının hukuki değerini yitirdiği, taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olması halinde ise bu tapu kaydına dayanılan ve çekişmeli taşınmazlara komşu olan taşınmazlara ilişkin açılmış bulunan başkaca dava bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bu dava dosyaları tespit edildikten fen elemanı ve ziraat bilirkişisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte dayanılan tapu kaydı yerel bilirkişi eliyle (harita veya krokisi) mahallinde uygulanmalı, sınır denetimi yapılmalı, dayanılan tapu kaydının mahalline uyup uymadığı tespit edilerek tapu kaydı mahalline uyuyor ise tapu kaydının kapsadığı taşınmazları gösterir fennî bilirkişi tarafından düzenlenecek denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı, taşınmazın dosyada bulunan orman bilirkişi raporu ve rapora ekli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki konumu dikkate alınarak tapu kaydının 4785 ve 5658 sayılı kanunlar kapsamında hukukî değerini yitirip yitirmediği araştırılmalı, dava konusu taşınmazın tapu kaydının (harita veya krokisinin) kapsamı dışında kaldığı tespit edilirse; iradi terk olgusunun oluşup oluşmadığı, taşınmazda imar ve ihya yapılıp yapılmadığı, davalı yararına zilyetlikle kazanma şartlarının oluşup oluşmadığı araştırılmalı, ziraat bilirkişisinden dava konusu taşınmazın niteliğini belirleyici rapor alınmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yetersiz araştırma ve incelemeye dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... ...nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 01/06/2016 günü oy birliği ile karar verildi.