Esas No: 2014/1555
Karar No: 2014/2620
a Uyuşturucu madde ticareti yapma Tüm sanıklar hakkında - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2014/1555 Esas 2014/2620 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
Suçlar : a) Uyuşturucu madde ticareti yapma (Tüm sanıklar hakkında)
b) Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
(Sanıklar ..., ... ve ... hakkında)
Hükümler- Kararlar : a) Mahkûmiyet (Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., .. ..., ..., ..., ..., ...,
... hakkında)
b) Zincirleme suçtan mahkûmiyet (Sanıklar ..., ..., ......, ..., ... ve
Kadir hakkında)
c) Zincirleme suçtan iki kez mahkûmiyet
(Sanık ... hakkında)
d) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması
(Sanık ... hakkında 15.01.2012 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan)
e) Tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri (Sanıklar ..., ... ve ... hakkında)
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
A) Sanıklar ..., ... ve ... hakkında "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçundan verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik kanun yolu taleplerinin incelenmesi:
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararlar, sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun"un 20.maddesi ile eklenen son cümleye göre, durma kararı niteliğinde olup itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, itirazlarla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na İADESİNE, oybirliğiyle,
B) Sanık ... müdafiinin kanun yolu talebinin incelenmesi:
Gerekçeli kararın sanığa 12.12.2012 tarihinde tebliğ edildiği, temyiz edilmemesi nedeniyle hükmün kesinleştirildiği, sanık müdafii Av. ..."nun 28.02.2013 tarihli dilekçesinin “kanun yararına bozma” talebine ilişkin olduğu, hükme yönelik temyiz isteğinin bulunmadığı anlaşıldığından, kanun yararına bozma talebiyle ilgili gerekli işlemin yapılması için dosyanın incelenmeksizin İADESİNE, oybirliğiyle,
C) Sanık ... hakkında “15.01.2012 tarihinde işlediği uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan verilen "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" ilişkin karara yönelik kanun yolu talebinin incelenmesi:
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 5. fıkrası uyarınca verilen, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın, aynı maddenin 12. fıkrasına göre temyizi mümkün olmayıp, itiraza tabi olması nedeniyle, sanık ... müdafiinin bu konudaki temyiz isteği itiraz olarak kabul edilerek, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na İADESİNE, oybirliğiyle,
D) Sanıklar ..., ... ... ve ... hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan; sanık ..."ın ise "07.02.2012 tarihinde işlediği uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesi:
Sanıkların müdafilerinin hükümleri temyiz etmelerinden sonra, sanık ... müdafiinin 20.12.2012 tarihli dilekçesi ile temyiz isteğinden vazgeçmesi; sanıklar ..., ... ... ve ... ise tutuklu bulundukları ceza infaz kurumlarından gönderdikleri dilekçelerindeki “dosyalarının onaylanmasına” ilişkin taleplerinin temyiz talebinden vazgeçme niteliğinde olması nedeniyle, hükümlerin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA, oybirliğiyle,
E) Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkındaki hükümlerin incelenmesi:
Sanık ..."in 15.01.2012 tarihinde ele geçirilen suç konusu 297,901 gram esrarı diğer sanıklar ... ve ... birlikte naklettiği; sanık ..."in 07.02.2012 tarihinde ele geçirilen suç konusu amfetamin içeren 5 adet tablet ve 16,2 gram esrarı kargoya verdiği; sanık ..."in ise 01.03.2012 tarihinde ele geçirilen 67,4 gram esrarı diğer sanık ..."dan temin ettiği araçla naklettiği; adı geçen sanıkların bu şekilde uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu TCK’nın 37. maddesi kapsamında “fail“ olarak işledikleri gözetilmeden, "yardım eden" sıfatıyla cezalarından TCK’nın 39. maddesi uyarınca indirim yapılması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile eleştiri ve aşağıda belirtilen dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrası uygulanırken, sanıkların bu fıkranın (c) bendinde yazılı olan "velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri" açısından yoksunluklarının, sadece kendi altsoyları üzerindekiler yönünden koşullu salıverilmelerine, diğer kişiler yönünden ise hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar süreceği gözetilmeden, tümü için koşullu salıverilmelerine kadar sürmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ..., ... ve ... müdafileri ile sanık ..."in temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümlerin hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerlerine “Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına“ ibaresinin yazılması suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, hükmolunan hapis cezasının süresi ile tutuklama tarihine göre sanık ... hakkındaki salıverilme isteğinin reddine; sanıklar ..., ... ve ... yönünden oybirliğiyle, sanık ... yönünden Başkan vekili ..."nın karşı oyu ve oyçokluğuyla,
F) Sanık ... hakkında 15.01.2012, 07.02.2012 ve 01.03.2012 tarihli suçlar nedeniyle zincirleme suçtan kurulan hükmün incelenmesi:
TCK’nın 188. maddesinin 3. fıkrası ve 43. maddesinin 1. fıkrası uyarınca hükmedilen 750 gün adli para cezasından aynı Kanun’un 62. maddesi uyarınca indirim yapılırken hesap hatası sonucu adli para cezasının "625 gün“ yerine "600 gün“ olarak belirlenmesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile eleştiri ve aşağıda belirtilen dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrası uygulanırken, sanığın bu fıkranın (c) bendinde yazılı olan "velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri" açısından yoksunluğunun, sadece kendi altsoyu üzerindekiler yönünden koşullu salıverilmesine, diğer kişiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar süreceği gözetilmeden, tümü için koşullu salıverilmesine kadar sürmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına“ ibaresinin yazılması suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, hükmolunan hapis cezasının süresi ile tutuklama tarihine göre sanık hakkındaki salıverilme isteğinin reddine, oybirliğiyle,
G) Sanık ... hakkında 13.04.2012 ve 28.04.2012 tarihli suçlarla ilgili zincirleme suçtan kurulan hükmün incelenmesi:
28.04.2012 tarihinde... plakalı araçta yapılan aramada herhangi bir uyuşturucu veya uyarıcı madde ele geçirilmediği gibi bu olay nedeniyle açılan bir davanın da bulunmadığı; 13.04.2012 tarihinde ... plakalı araçta yapılan aramada ele geçirilen 1 gramdan ibaret madde içindeki tütünle karışık esrarı, kullanmak için bulundurduğunu söyleyen ve idrarında esrar etken maddesi saptanan sanığın savunmasının aksine, satacağına veya başkalarına vereceğine ilişkin hiçbir delil bulunmadığı, fiilinin “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, “zincirleme olarak uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle,
H) Sanık ... hakkında zincirleme suçtan kurulan hükmün incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Zincirleme suçlardan en ağırına göre temel cezanın makûl oranda alt sınır aşılmak suretiyle belirlenmesi gerekirken, üç suçun tümü esas alınarak, temel hapis cezasının 8 yıl olarak fazla tayin edilmesi,
2- TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrası uygulanırken, sanığın bu fıkranın (c) bendinde yazılı olan "velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri" açısından yoksunluğunun, sadece kendi altsoyu üzerindekiler yönünden koşullu salıverilmesine, diğer kişiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar süreceği gözetilmeden, tümü için koşullu salıverilmesine kadar sürmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle,
I) Sanıklar ..., ..., .... ve ... hakkında zincirleme suçtan kurulan hükümlerin incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı; sanıklar ... ve .... 01.03.2012 tarihli suça, sanık ..."un 20.04.2012 tarihli suça iştirak ettiğinin; sanık ..."in ise 16.05.2012 tarihinde evinde ele geçirilen suç konusu esrarı satmak amacıyla bulundurduğunun saptandığı; eylemlere uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanık ..."in, ..., ... ve ..."ya; sanık ..."in, ..."a; sanık ..."in, .... ..., ... ve ..."a; sanık ..."un ise, ..., ..., ..., ... ve ..."a sattığı ileri sürülen maddelerin ele geçmemesi nedeniyle uyuşturucu veya uyarıcı madde olarak kabul edilemeyeceği; sanık ..."un, ..."e uyuşturucu madde sattığına ilişkin, bu kişinin soyut beyanı ile somut olay ve olgularla örtüşmeyen telefon görüşmeleri dışında, kuşkuyu aşan kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, zincirleme suç nedeniyle TCK"nın 43. maddesi uyarınca sanıkların cezalarının artırılması,
2- TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrası uygulanırken, sanıkların bu fıkranın (c) bendinde yazılı olan "velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri" açısından yoksunluğunun, sadece kendi altsoyu üzerindekiler yönünden koşullu salıverilmesine, diğer kişiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar süreceği gözetilmeden, tümü için koşullu salıverilmelerine kadar sürmesine karar verilmesi,
3- Kabule göre, sanıklar ... ve .... hakkında TCK’nın 62. maddesi uyarınca indirim yapılırken hesap hatası sonucu adli para cezasının "625 gün“ yerine "600 gün“ olarak eksik belirlenmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ..., .... ve .... müdafileri ile sanık ..."in temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA, CMUK’nın 326 maddesinin 2. fıkrası uyarınca sonuç ceza yönünden sanıklar ... ve ... kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, bozma nedeni ile tutuklama tarihine göre sanık ... hakkındaki salıverilme isteğinin reddine; sanıklar ..., ... ve ... yönünden oybirliğiyle, sanık ... yönünden Başkan vekili ..."nın ek ve değişik gerekçesi ve oybirliğiyle,
J) Sanık ... hakkında zincirleme suçtan kurulan hükmün incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, sanığın 01.03.2012 tarihli suça iştirak ettiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- 01.03.2012 tarihinde işlediği suç dışında, sanığın başkaca hangi suçlara iştirak ettiği belirtilmeden, TCK"nın 43. maddesi uyarınca cezasının artırılması,
2- 01.03.2012 tarihinde ele geçirilen 67,4 gram esrarı temin ederek, uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu TCK’nın 37. maddesi kapsamında “fail“ olarak işlediği gözetilmeden, "yardım eden" sıfatıyla cezasından TCK’nın 39. maddesi uyarınca indirim yapılması,
3- TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrası uygulanırken, sanığın bu fıkranın (c) bendinde yazılı olan "velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri" açısından yoksunluğunun, sadece kendi altsoyu üzerindekiler yönünden koşullu salıverilmesine, diğer kişiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar süreceği gözetilmeden, tümü için koşullu salıverilmesine kadar sürmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrası ve 1412 sayılı CMUK’nın 326 maddesinin 2. fıkrası uyarınca sonuç ceza yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, Başkan vekili ..."nın ek ve değişik gerekçesi ve oybirliğiyle,
K) Sanık ... hakkındaki hükmün incelenmesi:
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteğinin, hükmolunan cezasının süresi nedeniyle, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesinin 1 fıkrası ile CMUK"un 318 ve CMK"nın 299. maddeleri gereğince reddine karar verilerek, temyiz incelemesi duruşmasız olarak yapılmıştır.
Evinde ele geçirilen 0,2 gram kenevir bitkisi parçaları (kaba esrar) nedeniyle açılan davayla ilgili olarak sanık hakkında her zaman hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
Sanığın, ..."a sattığı ileri sürülen maddenin ele geçmemesi nedeniyle uyuşturucu veya uyarıcı madde olarak kabul edilemeyeceği, diğer sanıklarda ele geçirilen uyuşturucu maddelerle ilgisi olduğuna veya onların suçuna iştirak ettiğine, dolayısıyla atılı suçu işlediğine ilişkin, somut olay ve olgularla örtüşmeyen telefon görüşmeleri dışında, kesin ve yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında beraat yerine mahkûmiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sanık hakkındaki 20.11.2012 tarihli YAKALAMA EMRİNİN KALDIRILMASINA, UYAP bilgilerine göre belirtilen yakalama emri üzerine Mahkemesi"nin 17.12.2012 tarihli ve 2012/202 esas sayılı kararı ile tutuklandığı anlaşılan sanığın SALIVERİLMESİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde serbest bırakılmasının sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı"na yazı yazılmasına, oybirliğiyle,
L) Sanık ... hakkındaki hükmün incelenmesi:
15.01.2012 tarihinde işlediği iddiasıyla açılan dava nedeniyle sanık hakkında her zaman hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
Sanığın, 13.04.2012 tarihinde... plakalı araçta ele geçirilen 1 gramdan ibaret madde içindeki tütünle karışık esrarı satacağına veya başkalarına vereceğine ilişkin delil bulunmadığı, fiilinin "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanık hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sanık hakkındaki 20.11.2012 tarihli YAKALAMA EMRİNİN KALDIRILMASINA, sanık bu suç nedeniyle tutuklanmış ise SALIVERİLMESİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde serbest bırakılmasının sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı"na yazı yazılmasına, oybirliğiyle,
15.04.2014 tarihinde karar verildi.
EK VE DEĞİŞİK GEREKÇE- KARŞI OY GEREKÇESİ
(Sanıklar ..., ..., ... hakkında)
1- Sanıklar ... ve ... ve ... hakkında telefon konuşmaları dışında delil yoktur.
2- Sanıklar ... ve ..."in telefon konuşmaları, hâkim veya Cumhuriyet savcısından karar alınmadan dinlenmiş olduğundan, elde edilen konuşmalar hukuka aykırı delil niteliğindedir ve hükme esas alınamaz.
3- Sanık ..."in telefon konuşmalarının, 01.03.2012 tarihinde ele geçirilen esrala ilgili olduğu kuşkuludur.
4- Diğer sanıkların kendi aralarındaki telefon konuşmaları ise, sanıkların 01.03.2012 tarihinde işlenen suça katıldıklarını ya da ele geçirilen esrarla ilgileri olduğunu göstermekten uzaktır.
5- Sanıkların savunmalarının aksine, ele geçirilen esrarla ilgileri olduğuna veya diğer sanıklardan suçları sabit olanların suçuna iştirak ettiklerine ve dolayısıyla atılı suçu işlediklerine ilişkin, kuşkuyu aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığından, sanıklar hakkında beraat yerine mahkûmiyet hükmü kurulması yasaya aykırıdır.
6- Bu durumlara göre;
a) Sanıklar ... ve ... hakkındaki hükümlerin, belirtiğim ek ve değişik gerekçeyle bozulması gerektiği düşüncesindeyim.
b) Sanık ... hakkındaki hükmün bozulması gerektiği kanısını taşıdığımdan, çoğunluğun düzelterek onama görüşüne katılmıyorum. 15.04.2014
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.