Davacı, davalı işveren nezdinde 20.11.1998-01.01.1999 tarihleri arası çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin feragat nedeniyle reddine karar vermiştir. Hükmün, davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Davacı davalı işveren yanında 20.11.1998-01.01.1999 tarihleri arasında çalıştığının ileri sürerek davalı kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbitini istemiştir. Mahkemece davacının 14.03.2006 tarihli feragat dilekçesine dayanılarak feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık sigortalılık süresinin tesbitine ilişkin davalardan feragat edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Davaya son veren taraf işlemlerinden biri olan feragat davanın taraflardan birinin ( davacının ) netice-i talebinden vazgeçmesidir. Feragat ile yanlış mevcut davadan değil o dava ile istenilen haktanda vazgeçilir. Davadan feragat sonucunda feragata konu teşkil eden hak tamamen düşer ve artık bin daha dava konusu yapılamaz. 1982 Anayasa"sının 12. maddesine göre " herkes kişiliğine bağlı dokunulamaz devir edilemez, vazgeçilemez temel hak ve hürriyetlere sahiptir" 60 madde ise " herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir" hükmüne yer verilmiştir. Bu iki hüküm birlikte değerlendirilecek olursa sosyal güvenlik hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı dokunulamaz ve feragat edilmez bir hak olduğu sonucuna ulaşılır. 506 sayılı Yasanın 6. maddesinde de bu ilke aynen benimsenerek çalışanların işe alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olduğu bu suretle sigorta olmak hak ve yükümlülüğünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği sözleşmelere sosyal sigorta yardım ve yükümlerinin azaltmak veya başkasına devretmek yoluyla hükümler konulamayacağı belirtilmiştir. Bu haliyle sigortalı olmak kişi bakımından hem bir hak hemde yükümlülüktür. Mahkemece davanın yukarıda açıklanan hukuksal niteliği göz önünde tutularak işin esasına girilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken yazılı şekilde feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Dairemizin giderek Yargıtay"ın yerleşik uygulamaları bu yöndedir. ( Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2004/12345, 2005/817 K: 8.12.2005 günlü kararı Hukuk Genel Kurulu"nun 11.2.2004 gün 2004/21-54E. 2004/54 K.) . O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.