11. Hukuk Dairesi 2020/5531 E. , 2021/5792 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 11.02.2020 tarih ve 2019/463 E. - 2020/115 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının davacı hakkında İzmir 17. İcra Müdürlüğü"nün 2005/3388 Esas sayılı dosyası ile başlattığı icra takibine karşı açtığı menfi tespit davası sonucunda mahkemece davanın kabulüne karar verilerek icra takibinin iptal edildiğini, bu kararın Yargıtay"ca onanarak kesinleştiğini, icra dosyasına ödenen paranın iadesine karar verilmiş ise de, davacının bu ödeme haricinde maddi ve manevi zararının bulunduğunu, takibe düşmesi sebebiyle bankadan kredi kullanamadığını ve haciz altındaki gayrimenkulünü satıştan kurtarabilmek için 3. kişilerden yüksek faizle borç almak zorunda kaldığını, 35 ANH 03 plakalı araç haczedilerek muhafaza altına alınmış olup 9 yıldır yedieminde bulunduğunu ve halen teslim edilmediğini, davacının işlerini yürütebilmek için günlüğü 40 TL"den araç kiralamak zorunda kaldığını, ayrıca aracın durduğu yerde yaşı ilerleyerek değer kaybettiğini, bu zararların da karşılanması gerektiğini, diğer yandan icra takibi ve hacze maruz kalması sebebiyle davacının ve ailesinin manevi yönden zor duruma düştüğünü ileri sürerek fiili ödeme tarihi olan 18/07/2006 tarihinden dava tarihine kadar davalı uhdesinde kalan para nedeniyle mahrum kalınan faiz geliri ile uğranılan maddi zararın şimdilik 15.000.- TL"sinin, manevi zarar olarak 30.000.- TL tazminatın, dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 11/05/2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 40.157,65 TL"ye çıkarmıştır.
Davalı vekili, davacıya ait aracının üzerindeki başkaca hacizler nedeniyle muhafazasının devam ettiğini, davacının maddi ve manevi zarara yönelik iddiasını belgelendirmediğini, kabul etmemekle birlikte manevi tazminat olarak talep edilen tutarın da fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve dosya kapsamına göre; manevi tazminat talebi yönünden verilen karar kesinleşmiş olduğundan bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığı, maddi tazminat talebi yönünden ise davacı her ne kadar temerrüt faizini aşar nitelikte maddi zararı olduğunu iddia etmiş ise de; bu zararı somut bir şekilde ortaya koyup, maddi zararını ispatlayamadığı gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebi yönünden karar kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA,
aşağıda yazılı bakiye 4,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 29.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.