14. Hukuk Dairesi 2019/1295 E. , 2020/371 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22/11/2012 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırı elatmanın önlenmesi ve eski hale iade talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 19/07/2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve eski hale iade istemlerine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin 1160 parsel sayılı taşınmazın, davalının ise 1158 ve 1159 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, davalının müvekkiline ait taşınmazın sınırına diktiği ağaçların ve döşediği su borusunun müvekkilinin taşınmazına tecavüz ettiğini belirterek, davalının 1160 parsel sayılı taşınmaza müdahalesinin önlenmesine ve taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, maliki olduğu taşınmaz üzerindeki ağaçların önceki malikler tarafından dikildiği, su borusunun da daha önce mevcut olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin verilen ilk kararın temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 11.04.2016 tarih, 2015/12460 Esas, 2016/4297 Karar sayılı ilamı ile, “12.06.2013 tarihli fen bilirkişi tarafından hazırlanan rapor ve eki krokide davacının taşınmazlarında bulunan ağaçlar numaralandırılarak davalının taşınmazına olan uzaklığı gösterilmiştir. 06.06.2013 tarihli ziraat bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ise dava konusu ağaçlar fen bilirkişisi tarafından düzenlenen rapordan farklı numaralarla adlandırılmış iki rapor arasında çelişki giderilmeden infazda tereddüt uyandıracak şekilde hüküm kurulmuştur. Ayrıca sökülmesine karar verilen ağaçların davacının taşınmazına verdiği zararlar mahkemece tespit edilmeden dava konusu ağaçların kal"ine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla bilirkişi raporları arasında çelişki giderilmediğinden ve ziraatçi bilirkişi raporu yeterli görülmediğinden mahkemece yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar arasındaki çelişki giderilmeli, davalıya ait taşınmazlardaki ağaçların davacıya ait taşınmaza zarar verip vermediği, zarar veriyorsa ne şekilde giderileceği hususu araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, yukarıda belirtilen hususlarda yeterli olmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, bilirkişi raporunda belirtilen 1158 numaralı parselde bulunan 17, 18, 19, 20 ve 21 numaralı ağaçlar ile 1159 numaralı parselde bulunan 4, 5, 6, 7, 10, 11, 12, 15 ve 16 numaralı asma ve ağaçların uygun zaman ve koşullarda yerlerinin değiştirilmesine; 1159 numaralı parselde bulunan 1 ve 2 numaralı vişne ağacı ile 3 numaralı asma ve çeşme yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalı temyiz etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmuşsa da gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; bozma ilamında davalıya ait taşınmazlardaki ağaçların davacıya ait taşınmaza zarar verip vermediği, zarar veriyorsa ne şekilde giderileceği hususu araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğine değinilmiş ancak mahkemece bu hususta hiçbir araştırma yapılmamıştır.
Ayrıca mahallinde 24.05.2013 tarihinde yapılan keşfe katılmayan, uyuşmazlığa konu yer hakkında görgü ve tespiti olmadığı halde dosya üzerinden teknik değerlendirme yapan ziraat bilirkişisi Hüsamettin Nikbay’dan rapor alınıp, bu raporun hükme esas alınması usul ve yasalara aykırıdır.
Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde hükmün açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak kapsamda olması gerektiği düzenlenmiştir. Mahkemece, uyuşmazlığa konu ağaçların uygun zaman ve koşullarda yerlerinin değiştirilmesine dair verilen hüküm infaza elverişli de değildir.
Mahkemece, değinilen hususlar gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.01.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.