19. Hukuk Dairesi 2019/2127 E. , 2019/4707 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacı aleyhine davalının ... 1. İcra Müdürlüğü’nün 2009/9996 esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, davacının davalıya icra takibine konu olan miktar kadar borcu bulunmadığını, davacı ile davalı arasında 2009 yılında bir alacak verecek ilişkisinin doğduğunu, davalının yurt dışında yaşadığı için davacının borucunun büyük bir kısmını davalının tanıdığı olan ..." nın hesabına gönderdiğini, davalıya toplamda 47.500 TL borcuna mukabil davalının tanıdığı ..."ya 23/07/2009 tarihinde 14.000 TL, 11/08/2009 tarihinde 10.000 TL, 31/08/2009 tarihinde 12.000 TL, gönderdiğini, ayrıca davacının davalı takip alacaklısı Mehmet Reşit Bülbül"e 4.000 TL daha verdiğini, ancak davalının, borcun ödenmesine rağmen kötüniyetli olarak icra takibi yaptığını iddia ederek, davacının ... 1. İcra Müdürlüğü"nün 2009/9996 esas sayılı dosyada borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, kötü niyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, senede ilişkin ödeme yapılmadığını, davacı ödeme yapmış olsa, ya senedi alacağını ya da arkasına şerh düşeceğini, oysa ödemeye ilişkin hiçbir resmi belgenin bulunmadığını, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, tanık dinletilmesine muvafakatlerinin bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılamaya göre, davacının mahkemeye ibraz ettiği toplam 36.000 TL" lik ödemeye ilişkin belgede davalının imzası bulunmadığı, elden yapılan 4.000 TL" lik diğer ödemeye ilişkin de yazılı belge ibraz edilemediği, takip dosyası, ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2014/3160 hazırlık sayılı evrakı ve tüm dosya kapsamına göre, senet bedelinin davalıya ödendiği yönünde davacının yazılı ispat vasıtası getiremediği, davalının tanık dinletilmesine muvafakatinin bulunmadığı, davacının açıkça yemin delilinin de bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyiz dilekçesi ekinde, davalının Konya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/276 esas sayılı dosyasında 30/11/2017 tarihli celsede, davalı Mehmet Reşat Bülbül’ün tanık sıfatı ile verdiği beyanın bir örneğini dava dosyasına sunmuştur. Davalının bu beyanının doğru olduğunun anlaşılması halinde borcun ibrası anlamına gelebileceği ve hukuki bir sonuç ortaya çıkması ihtimali olduğundan bu belgenin temyiz aşamasında ileri sürülmesi mümkündür. Esasen mahkemenin temyize konu kararı 02/03/2016 tarihli olup davalı Mehmet Reşat Bülbül"ün bu beyanı 30/11/2017 tarihinde verdiği için davacının bunu duruşma safhasında dosyaya sunulması mümkün değildir. Bu sebeple Konya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2016/276 esas sayılı dosyasının getirtilerek, bu beyan çerçevesinde gerekli tahkikat yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekçesiyle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 09/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.