10. Hukuk Dairesi 2015/16577 E. , 2017/4931 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davacının yurt dışında geçirdiği ve sakat kaldığı kazanın iş kazası olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı vekili, davacının Irakta davalı şirketin şantiyesinde imalatçı olarak çalıştığını, boru montajı yaptığı sırada geçirdiği iş kazası sonucu, meslekte kazanma gücü kaybı oluştuğunu, olayın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
5510 sayılı Kanunun 13 ve devamı maddelerinde iş kazası, “a)Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, b)(Değişik bend:17.04.2008-5754 S.K./8.mad) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle, c)Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, d) (Değişik bend:17.04.2008-5754 S.K./8.mad) Bu Kanunun 4"üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özüre uğratan olaydır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Öte yandan, 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5. maddesinin (g) bendinde, ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçilerinin 4. maddenin 1. fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacakları ve bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile Genel Sağlık Sigortası hükümlerinin uygulanacağı, bu sigortalıların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri durumunda, 50. maddenin 2. fıkrasındaki Türkiye’de yasal olarak ikamet etme şartı ile aynı fıkranın (a) bendinde belirtilen şartlar aranmaksızın haklarında isteğe bağlı sigorta hükümlerinin uygulanacağı, bu kapsamda, isteğe bağlı sigorta hükümlerinden yararlananlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmayacağı belirtilmiş, 10. maddesinde de 4. maddenin 1. fıkrasının (a) bendinde sayılan sigortalıların işverenleri tarafından geçici görevle yurt dışına gönderilmeleri durumunda, bu görevleri yaptıkları sürece, sigortalıların ve işverenlerin sosyal sigortaya ilişkin hak ve yükümlülüklerinin devam edeceği hüküm altına alınmıştır.
5510 sayılı Kanunun 10. maddeleri kapsamında sigortalı sayılabilmek için, Türk işverenin iş merkezinin Türkiye’de bulunması, gerçek veya tüzel kişi Türk işverenin Türkiye’de iş yapmak koşulu aranmaksızın Türkiye’de tescil edilmiş ya da tescil edilebilir nitelikte işyerinin olması, Türk işveren ile Türk işçi arasında yabancı ülkede yerine getirilecek iş görme edimine ilişkin bireysel iş sözleşmesinin Türkiye’de yapılması, Türk işçinin işbu yazılı veya sözlü hizmet sözleşmesinin Türk işçiye yüklediği iş görme ediminin yerine getirilmesi gereği olarak yurt dışında yaşamasının sürekli olmayıp geçici nitelik taşıması gerekmektedir. Anılan maddelerde “geçici görev” kavramı bakımından herhangi bir süre sınırlaması öngörülmediğinden, görevin geçici mi yoksa sürekli mi olduğunun belirlenmesinde her somut olayın özelliği, bu yönde hizmet akdinin sigortalıya yüklediği iş görme ediminin niteliği, iş süresini belirlemeye ilişkin iş hayatının olağan akışı ve Sosyal Güvenlik Hukuku ilkeleri gözetilmelidir.
Somut olayda; davacıya ait hizmet döküm cetvelinde 2010 yılının 7. ayına kadar dava dışı işyerinden bildirim olduğu, anılan tarihten sonra ise kayda geçmiş bildirim bulunmadığı anlaşılmaktadır. Kazanın 28.08.2010 tarihinde olduğu davacı vekili tarafından belirtilmiştir. Dosya kapsamına yurt dışında yapılan tedavilere ilişkin belgeleler ve davacı ile davalı şirket arasında imzalanan 04.08.2010 tarihli hizmet akdi sözleşmesi sunulmuş, anılan sözleşmede süre 04.08.2010-04.12.2010 tarihleri olarak belirlenmiş ve davacı tarafından açılan 2010/882 Esas sayılı tazminat dosyasında dinlenen tanık beyanlarının alındığı duruşma zabıtları dosya içine alınmış ve davalı şirketin ticaret sicil kayıtları getirtilmemiş, ticaret sicil bilgileri dosya içine alınmıştır. Davalı işveren şirketin iş merkezinin Türkiye"de olup olmadığı araştırılmamıştır.
Bu durumda, açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde davalı şirketin ticaret sicil kayıtları getirtilerek şirketin iş merkezinin Türkiye"de olup olmadığı araştırılarak, sigortalının yabancı ülkede geçici çalışıp çalışmadığı irdelenerek, sonucuna göre fiilen çalıştığı sürede 5510 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olup olmadığı ve buna göre iş kazası geçirip geçirmediğinin belirlenmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.