10. Hukuk Dairesi 2016/11816 E. , 2017/4928 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, davalı ... nezdinde Eylül 1989-Ekim 1992 tarihleri arasında kamera asistanı olarak geçen çalışmalarının tespitini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabülüne karar verilemiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Davacının çalışması, tanık ifadeleri ve istisna sözleşmeleri esas alınarak kabul edilmiş ise de çalışmanın kısmi süreli olup olmadığı hususu yeterince araştırılmamıştır, tanıkların beyanları bu hususta yeterince açıklayıcı da değildir. Davacı ile davalı ... arasında yapılan ve davalı vekili tarafından sunulan istisna akitleri belirli süreli olarak, belirli programlar için tesis edilmiştir. Davacının çalışma listesi ve katıldığı programlar listesi davalı kurumdan getirtilerek listede yer alan programlardan her biri ayrı ayrı değerlendirilmek suretiyle hangi yapımda hangi ne kadar süre ile çekim yaptığı, her program karşılığı gelen yayın ve yapım süresi zira her program için davacının ne kadar yayın süresi boyunca çekimde bulunduğu, ayrı ayrı tüm programlar için somut şekilde hesap edilerek sonucuna göre gerçek ve fiili çalışma süresi belirlenmelidir. Çalışmaların geçtiği iş yeri bir Kamu kuruluşuna aittir ve kamu kuruluşlarında çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılması asıldır. Sözleşmelerin öngördüğü süre gözetilerek çalışmanın kısmi yada tam zamanlı olup olmadığı davacı yönünden irdelenerek somutlaştırılmalıdır. Bu doğrultuda, davalı Kurumdan, davacının hangi saatler arası programlara katıldığı, programlara ilişkin haftalık veya aylık çizelgelerin olup olmadığı sorulmalı, gerekirse tanıkların beyanına başvurulmalıdır.
4857 sayılı Kanunun 13. maddesinde, işçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşmenin kısmî süreli iş sözleşmesi olduğu belirtilmiş, 63. maddesinde, genel bakımdan çalışma süresinin haftada en çok 45 saat olduğu, aksi kararlaştırılmamışsa bu sürenin, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanacağı açıklanmıştır. 13. madde hükmü, anılan mevzuattaki düzenlemelere egemen olan ilkelerle birlikte ele alındığında, çalışma ilişkilerinde, “tam süreli iş sözleşmesi” olarak nitelendirilmeye olanak verecek bir bağımlılığın bulunup bulunmadığı, tespit edilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda, araştırma yaparak, elde edilecek sonuca göre bir karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ..."ne iadesine, 08.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.