Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/6152
Karar No: 2007/6943
Karar Tarihi: 25.04.2007

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/6152 Esas 2007/6943 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/6152 E.  ,  2007/6943 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi      : Ankara 2.  İş Mahkemesi
    Tarih                : 14.12.2006
    No                    : 1001-708  
                           
    Davacı, 2003/1281, 1282, 1283, 1284  nolu  takip dosyalarında gönderilen ödeme emirlerinin  iptaline   karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, taraf  vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Davacı, davalı Kurum tarafından gönderilen 4 ayrı ödeme emrinin iptalini istemiştir.
    Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında alınan bilirkişi raporu gereğince yazılı hüküm kurulmuş ise de, bu sonuç aşağıda açıklanan nedenlerden dolayı yerinde değildir.
    1) Dava, davacının borçlu, K.-t. E. Tav. San. ve Tic. A.Ş."nin yönetim Kurulu üyeliği nedeniyle üst düzey yönetici konumunda olan davacının yönetim Kurulu üyeliğinin ve imza yetkisinin sona erdiği tarih olan 04.06.2002 ye kadar olan takibe konu borçlardan sorumluluğuna ilişkindir. Davacının ekli Ticaret Sicil Gazetesindeki ilandan borçlu A.Ş."nin Yönetim Kurulu Başkan vekilliğinden 25.04.2002 tarihli toplantıda seçilemediği için ayrılmış olduğu, yapılan inceleme ile de bu dönem sonrasında imza yetkisinin 04.06.2002" de sona erdiği anlaşılmıştır. Bu yönü ile davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 80. maddesi olup davacının imza yetkisi sona erene kadar olan dönem içindeki prim ve diğer borçlardan sorumlu olacağı açıktır. Bozmadan sonra yapılan incelemeler ve alınan bilirkişi raporu ile davacının imza yetkisi olduğu döneme ait 2003/1284 nolu ödeme emrine ilişkin borçtan sorumlu tutulması yerindedir. Diğer takibe konu borçlar yönünden ise; 2003/1281 ve 1283 nolu ödeme emirlerine konu işsizlik sigorta primine ilişkin borçların davacının imza yetkisi ve sorumluluğunun sona erdiği tarihten sonraya ait olduğu anlaşılmakla, bu iki takibe yönelik davanın kabulü de yerindedir.
    Ne var ki, davacının 2003/1282 nolu ödeme emrine konu borçtan da sorumlu olduğu sonucuna varılmış ise de, bu sonuç yerinde değildir.
    Gerçekten, 506 sayılı Yasa"nın 80/12 maddesindeki düzenleme tüzel kişiliğin üst düzey yöneticilerinin sorumluluğunu sigorta primleri ile sınırlandırmıştır.Bu nedenle, prim dışındaki kurum alacaklarının (Eğitime katkı payı, Özel İletişim Vergisi, İdari Para Cezası vs.) tahsili için 506 sayılı Yasa"nın 80/12 maddesine dayanılarak tüzel kişiliğin üst düzey yöneticileri hakkında takip yapılamaz. Sigorta primleri dışındaki kurum alacakları nedeniyle, şartları varsa 6183 sayılı Yasa"nın mükerrer 35. maddesi gereğince tüzel kişiliğin üst düzey yöneticilerinin sorumluluğuna gidilebilir. 6183 sayılı Yasa"nın mükerrer 35. maddesindeki  uygulanma koşullarının da davacı bakımından oluşmadığı dosyadaki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca da prim dışındaki Kurum alacağına dayalı 2003/1282 no"lu ödeme emrine yönelik davanın da kabulüne karar verilmesi gerekirken aksine hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    2) Mahkemece verilen 14.12.2006 günlü incelemeye konu hükmünde HUMK."nun 388 ve 389. maddesine aykırı olarak düzenlendiği ortadadır.
    Gerçekten, HUMK."nun 388 ve 389. maddelerinde hüküm fıkrasının nasıl düzenleneceği açık bir şekilde düzenlenmiş olup mükerrer ve kendi içinde çelişik hüküm kurulamayacağı da açıktır.
    HUMK."nun 388 maddesi gereğince bir mahkeme kararının aşağıda belirtilen hususları içermesi gerekir.
    1- Kararı veren mahkeme ile hakim veya hakimlerin ve tutanak katibinin ad ve soyadları ve sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa kararın hangi sıfatla verildiği,
    2- Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri,
    3- İki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplaman deliller, delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep,
    4-Hüküm sonucu ile varsa kanun yolları,
    5- Kararın verildiği tarih ve hakim veya hakimlerin ve tutanak katibinin imzaları,
    Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık  biçimde şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
    HUMK"nun 388. maddesinde bir kararın kapsaması gereken hususlar belirtildikten sonra 389. madde ile de, kararda iki tarafa yükletilen görev ve verilen hakların şüphe ve tereddüdü gerektirmeyecek biçimde açık olarak yazılması öngörülmüştür.
    Hüküm fıkrası, kararın esası olup kanunda "hüküm" kelimesi yalnız hüküm fıkrası için kullanılmıştır. Bu nedenle, hüküm fıkrasında mahkemenin neye karar verdiği açıkça yazılmalıdır. Hüküm fıkrası çok açık ve infazı mümkün olmalıdır. Şarta bağlı ve terditli olarak hüküm kurulmamalıdır. Dava, açıldığı tarihteki duruma göre karara bağlanmalı, hüküm fıkrasında asıl talep ile yardımcı talepler hakkında da karar verilmelidir.
    Açıklanan bu emredici usul kuralları karşısında mahkemece, 2002/1281 ve 2002/1283 no"lu ödeme emirlerine ilişkin talebin mükerrer olarak kabulüne, 2003/1282 ve 2003/1284 no"lu ödeme emirlerine ilişkin talebin 1.fıkrada reddine karar verildikten sonra aynı fıkaraya c bendi eklenerek bu kez de talebin bu takipler yönünden de kabulüne karar verilerek mükerrer ve çelişkili hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 10.07.2002 gün ve 2002/613-595 sayılı kararı da bu yöndedir.
    Yapılacak iş; davacının sorumlu olduğu tesbit edilen 2003/1284 no"lu  ödeme emrine ilişkin talebin reddine, diğer üç ödeme emrinin iptaline ilişkin talebin kabulüne dair HUMK"nun 388 ve 389. maddelerine uygun bir şekilde hüküm kurmaktan ibarettir.
    Mahkemece  yukarıda açıklanan  maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, tarafların  bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi